19. Yüzyılda Erbaa Kazası’nın Sosyo-Ekonomik Yapısı 19. Yüzyılda Erbaa Kazası’nın Sosyo-Ekonomik Yapısı
Tarihin çeşitli devirlerinde birçok devlet, kaçınılmaz olarak, nüfus ve mal sayımı yapmıştır. Özellikle sanayi öncesi tarım toplumlarında sıklıkla bu yönteme başvurulmuştur. Devletler böylelikle maddi potansiyellerini tespit ederek politikalarını şekillendirebilmişlerdir. Kökeni Eski Mısır’a kadar giden sayım geleneği Romalılar, Yahudiler, Bizanslılar, Selçuklular, İlhanlılar, Mısır ve İspanya’da Araplar tarafından uygulana gelmiştir. Osmanlı Devleti zamanında, nüfus ve arazi tahrirleri, 15. yüzyıldan başlayarak basta yeni fethedilen yerler olmak üzere bütün ülkede yapılmıştır. Osmanlı coğrafyası kendinden önceki devlet idareleri tarafından da sayımlara tabi tutulmuştur. Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans), Emeği, Selçuklu ve Memluk devletleri nüfus ve vergi sayımları yaparak, maddi güçlerinin tespitini yapıyorlardı. Osmanlı Devleti de bu geleneği devam ettirerek kendi iç kaynaklarının tespiti için sayımlar yapmıştır. Devletin, temel geçim kaynağı tarımsal faaliyetlerden oluştuğu için bu dönemde özellikle tapu tahrirleri tutulmuştur. 15. ve 16. yüzyıllarda otuz yılda bir, üç defa yapılan tapu tahrirlerinin amacı, tımar sisteminin düzenini sağlamak ve neticesinde gelir kaynaklarının değişimini takip etmekti. Daha sonraki yüzyıllarda sayımlar artık bütün memlekette değil, yalnızca yeni fethedilen yerlerde yapılmıştır. Genellikle her yeni padışahin tahta geçmesiyle sayımların yapılması gelenek haline gelmiştir. Ayrıca doğal sebeplerle kısmi sayımlar da yapilmistir. Tımar sisteminin bir gereği olan bu tahrirler, vergi tespiti için de önemli verileri kapsamaktadır. Bundan dolay hane esas alınıyor ve yalnızca vergi mükellefi erkek nüfus kaydediliyordu. 19. yüzyıldan itibaren başlayan yeniden yapılanma sürecinde, "Dâhil-i Tanzimat" olan bölgelerde vergi reformlarının uygulanabilmesi için hane esasi üzerinden gelir düzeyini tespit etmek ve sayım sonuçlarına göre vergi dâhilimi yapmak amacıyla sayımlar yapılmıştır. Bu sayımların sonuçlarında her hanenin icra ettiği mesleği, gelir kaynakları, mal varlığı ve devlete ödediği yıllık vergiler ayrıntılarıyla, "Emlak ve Arazi ve Hayvanat ve Temettü at Tahrir Defterleri “ne kaydedilmiştir. Osmanlı Devleti'nin belli aralıklarla yaptığı nüfus ve arazi tahrirlerinden de anlaşılacağı üzere devlet birçok var ligini kayıt altına almistir.4 Bu tahrirlerle devlet askeri gücünü ve gelir kaynaklarını tespit etmiştir. 1840 yılında bazı bölgelerin servet verileri, 1844 yılında ise yıllık temettü at verileri kaydedilmiştir. "Ayrıca 1840 tarihli defterlerde genellikle bir kazaya bağlı bütün köylerin verileri tek defter içinde toplan mistir. Bir de hane reisinin fiziksel özellikleri konusunda yaşı, boyu, sakalı-bıyığı, rengi ile ilgili açıklamalar bulunmaktadır.” Sivas Vilayeti Tokat Sancağına bağlı Erbaa Kazası; Sunsa, Erek, Karayaka ve Taşabat olmak üzere dört nahiyeden oluşmaktadır. Bu çalışmada, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Maliye Nezareti Varidat Defterleri Fonu'nda yer alan H. 1256/M. 1840 tarihli ve 13410/13413 numaralı temettü at defterleri esas alin mistir. 1840 yılında, Sunsa ve Erek ile ilgili servet kayıtları tutulmuş olmakla birlikte, diğer iki nahiye olan Karayaka ve Tas abat ile ilgili herhangi bir kayda rastlanamamıştır. Sunsa Nahiyesi ‘ne bağlı, nahiye merkezi, iki çiftlik ve yirmi köy ile Erek Nahiyesi ‘ne bağlı iki mahalle ve on beş köyde bulunan toplam 1.259 hane üzerinde çalışılmıştır. Ulaşılan verilere göre, Sunsa ve Erek nahiyelerine bağlı yerleşim birimlerinin ekonomik, demografik ve sosyal yapısı incelenmistir. H. 1256/M. 1840 tarihli ve 13410/13413 numaralı temettü at defterlerinde ulasilan veriler çerçevesinde, örnek alanimiza giren bölgedeki hanelerin servetlerini oluşturan emlak ve hayvan değerleri ile yıllık geliri belirten temettü at kayıtları tutulmuştur. Ancak hanelerin meslekleri ile ilgili herhangi bir veriye rastlanamamamıştır. Bu araştırma, beş bölümden oluşmaktadır. Ilk bölümde, Erbaa Kazası’nın tarihçesi ve coğrafi yapısı, ikinci bölümde, demografik yapısı, üçüncü bölümde tarımsal yapiyi oluşturan; toprak dağılımı, ürün bileşimi ve hayvancılık konuları ele alınmıştır. Dördüncü bölüm zirai vergileme, beşinci bölüm sosyal ve ekonomik yapıdan meydana gelmektedir
I. ERBAA KAZASI'NIN TARİHÇESİ VE COGRAFI YAPISI A. Erbaa Adının Kaynağı Erbaa adının kaynağı ve zaman içerisindeki değiş imi, çeşitli kaynaklardan araştırıldığında, karsımıza birçok veri çekmiştir. Örneğin, bugünkü Erbaa’nın temelini Erek Köyü veya mahallesi oluşturmaktadır. Erek, bazı ansiklopedik bilgilere göre "Herek" olarak da kullanılmaktadır. Herek kelimesi; uzun sopa, fasulye sarığı, asmaların yere yatmasını önlemeye yarayan kazık anlamında kullan ilmiştir. Erdek’in sözlük anlamı ise, amaç, gaye, hedef seklindedir. Diğer bir kaynakta yöre halkının "Erek" kelimesini kullanmasının nedeni olarak, bölge topraklarının verimliliği, ikliminin ve suyunun güzelliği olduğu belirtilmektedir. Uzun bir zaman "Erek" olarak adlandırılan bölgeye, Tanzimat Dönemi'nde "Nevahi- i Erbaa" ismi verilmiştir. Kelkit ve Tozanlı çaylarının birbirinden ayırdığı Erek, Karayaka, Sunsa ve Taşabat adı verilen dört bölgeyi bir merkezde birleştirmesi, bu ismin verilmesinin bir nedenidir. Ayrıca, bu dört bölgenin her birinin nüfus yönünden birer nahiye büyüklüğünde olması da dördüne birden, dört nahiye anlamına gelen "Ne vahi- i Erbaa" isminin verilmesinde etkili olmuştur. Daha sonraları, "Nevahi" kelimesi terk edilerek bölge sadece "Erbaa" olarak anılmaya başlanmıştır. 1840 tarihinde yapılan servet sayımlarına ait defterlerde bölge, "Kaza-i Erbaa" adıyla zikredilmektedir. Ayrıca Erbaa’nın, kaza merkezine ilişkin bilgilerde, yörenin eski adı olan "Erek" isminin kullanıldığına da 1907 tarihli Sivas Vilayeti Salnamesinde rastlanılmıştır. Son olarak, yukarıda ifade ettiğimiz tarihi verilerin yanında, yöreye Erbaa adının verilmesi hakkında çeşitli rivayetlere değinmek yerinde olacaktır. Bunlardan birincisi, Kelkit ve Tozanlı çaylarının bölgeyi doğudan ve batıdan dörde bölmesi nedeniyle, bölgeye Arapça ‘da dört anlamına gelen "Erbaa" adının verildiğidir. Diğeri de, bölgenin doğu, batı, kuzey ve güney yönlerinde dört büyük evliyanın bulunması sonucu, bu bölgenin "Erbaa" ismini aldığıdır. B. Türklerden Önce Erbaa Erbaa Yöresinin ilk çağlardan itibaren bir yerleşim birimi olduğu, bu bölgedeki yer isimlerinden ve yapılan çeşitli arkeolojik araştırmalardan ortaya çıkarılan tarihi eserlerden anlaşılmaktadır. Bazı araştırmalar ışığında, Milattan 5.000 yıl önce yasamış Sümerler ‘in, Dicle ve Fırat arasında yer alan Mezopotamya Vadısi'ne ulaşmadan önce, ilk konak yerlerinin Kelkit Havzası ve Ordu ili civarı olduğuna dair sonuçlara ula silmiştir. Tarihçilerin, ele geçen vesikalar ve bölgede yapılan kazılar sonucunda ulaştıkları sonuç; Ordu, Tokat ve Kelkit havzasındaki bazı yer adlarının, Sümerler ‘in yasamış bulunduğu Mezopotamya'da da kullanılmış bulunduğunu göstermektedir. Örneğin; Erbaa’nın ilk adı olan "Erek" isminin, Mezopotamya'da Sümerler ‘in Başkent’inin adı olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bazı tarihçilere göre, Sümerler, Orta Asya'dan veya Kafkasya'dan gelerek Karadeniz Bölgesi'nde, Tokat ve Kelkit havzasında yerleşmişler, daha sonra kendileri veya yakınları Mezopotamya'ya göç etmişlerdir. Ayrıca, çeşitli kalıntılar ve tarihi kayıtlara dayanan araştırmalar, Erbaa’nın kapsadığı Kelkit Havzası ve civarının önceleri Sümerlerin ve Hititlerin elinde bulunduğunu, daha sonraları sırasıyla Pontoslariı, Romalıların, Emeği ve Abbasilerin ve Bizanslıların idaresine geçtiğini göstermektedir. Pontosların yönetiminde olduğu dönemde, Erbaa'nin eski adı olan Erek kullanılmamış, yöreye "Tonorova" adı verilmistir. Daha sonra Hükümdar Mihridatopor tarafından, bölgenin "Opotorya" olarak adlandırıldığı ve hükümet merkezinin de Opotorya'nin 16 kilometre güneyindeki "Kafriya" şehri olduğu, tarihi kayıtlardan anlaşılmaktadır. Amasyalı ünlü coğrafyacı Strabon, Neosazara (Niksar) ve Pontöksen (Taşova) arasında bulunan "Fonorova"yi, Pontus’un en güzel bir parçası olarak nitelendirmiştir. Ayrıca, "Liküs" (Kelkit) ve "Iris" (Yeşilırmak) sularının geçtiği bu geniş ve verimli vadının zeytinyağı, üzüm, şarap ve hububatları ile ünlü olduğunu kaydetmektedir. Erbaa’nın Doğu Roma İmparatorluğu’nun idaresi altına girdiği dönemde, imparator Pompey tarafından şimdiki "Boğazkesen" mevkii, "Magnapolis" olarak değiştirilmiş ve hükümet merkezi, bugünkü Hayati (Doğanyurt) Bucağına bağlı "Emerya" (Emeri=Bağpınar) Köyü'ne taşınmıştır. Bundan seksen yıl sonra da hükümet merkezinin Neosazara'ya (Niksar) nakledilmiş olduğu bilinmektedir. Erbaa, 344 ve 449 yıllarında iki büyük tahripkâr depremle ağır hasara uğramıstır. Erbaa’nın birçok köyünde, özellikle Emeri (Bağpınar), Eksel (Koçak), Tanoba, Fidi (Akça), Kale, Hacipazar, Karayaka, Kozlu, Hacibükü, Değirmenli köylerinde, Pontuslara, Romalılara, Abbasi ve Emevi halifeliklerine ait tarihi kalıntılara rastlanmaktadır.
C. Türkler Döneminde Erbaa Erbaa, 11. yüzyılın sonlarina kadar Bizanslıların egemenliğinde kalmış, daha sonra 1077 senesinde Selçuklu Sultani I. Kılıçarslan ile Anadolu'ya gelen Melik Danişment Ahmet Gazi tarafindan zaptedilmiştir. Böylelikle bölgede Türklerin yerlesmesi sağlanmıştır. Melik Danişment Ahmet Gazi'nin kurduğu beyliğin başkenti Sivas olmustur. Erbaa, 1140 ve 1164 yıllarında Bizanslıların hakimiyetine girdiyse de Selçuklu Sultani II. Kılıçarslan tarafindan geri alinmistir. Ancak, yerli halkın Danişmentli Zünnun ve Şahinşah'ın yönetimini istemeleri ve bu nedenle baskaldırmaları neticesinde Erbaa, karışıklıktan yararlanan Bizanslılar tarafından yeniden ele geçirilmiştir. Ancak Danişment Sultanı Zünnun'un Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan ile işbirligi yapmaya hazırlandığını duyan Rumlar geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Daha sonra II. Kılıçarslan'ın ülkesini iki oğlu arasında paylaştırması sonucunda Erbaa, Kılıçarslan'ın büyük oğlu Rükneddin Süleyman Şah'In topraklarının sınırları içinde kalmıştır. Erbaa'nin tarihi, Tokat ve Niksar'in tarihine bağlı olarak gelişmiştir. 15. yüzyilin ortalarina kadar Dogu Anadolu'daki çesitli Türk devletleri ve Osmanlılar arasındaki sınır üzerinde bulunan Erbaa, 1473 yılında Otlukbeli Savası ile kesin olarak Osmanlıların hakimiyetine geçmiştir. Erbaa'nin 1670'lerde çok küçük bir yerlesim birimi olduğu, bu tarihlerde yöreden geçen Evliya Çelebi'nin o zamanki adıyla Erek'e uğramayarak, buraya 5 km. uzaklıkta bulunan Eksel Köyü'nde konaklayıp daha sonra Niksar'a geçmesinden anlaşılmaktadır. Sunisa, Karayaka ve Taşabat'ın Eyrek'le birleşmesi neticesinde Erbaa Kazası adını alan bölge, 1840 servet sayımlarında Tokat Sancagi'na bağlı Kaza-i Erbaa olarak kaydedilmistir.
D. Coğrafi Yapı Bir bölgenin sosyo-ekonomik özelliklerini belirlemede, coğrafi yapının çok büyük bir etkisi vardir. Bu durum, özellikle sanayi devrimi öncesi toplumlarda hayati bir önem arz etmektedir. Örneğin, tarıma elverişli toprakları olmayan bir bölgede hayvancılıkla bağlantılı ekonomik faaliyetler gelisirken; verimli, tarıma uygun topraklari olan bir bölgede tarımsal faaliyetler ön plana çikmaktadır. Erbaa, verimli tarım topraklarına sahip olmasi nedeniyle, Tokat ilinin tarımsal üretim açısından en gelişmiş ilçesidir. Erbaa'da pazara yönelik olarak üretilen ürünlerin baslıcaları; çesitli meyveler ve tütündür. İlçenin diger önemli gelir kaynaklari hayvancılık ve ormancılıktır. Sakarat ve Bugalı (Bogatlı) dagları üzerinde bulunan Sakarat, Bugalı (Bogatlı) ve Yaylacık yaylalarında kerestecilik ve hayvancılık önemli ölçüde gelişmiştir. Erbaa, Orta Karadeniz Bölgesi'nde, Tokat iline bağlı, Yeşilırmak Havzası üzerinde kurulmustur. Erbaa'nin matematiksel konumu 400 15' enlemi ve 360 45' boylaminda olup, yüzölçümü 1.111 km2'dir. Erbaa, bulundugu coğrafi konum itibariyle, İç Anadolu ve Karadeniz bölgeleri arasındaki geçiş güzergahı üzerinde bulunmaktadır. Erbaa ilçesinin sınırlarını, güneyinde Tokat il merkezi, kuzey batısında Amasya'nin Taşova ilçesi, kuzeyinde Ordu'nun Ünye ilçesi, dogusunda Tokat'ın Niksar ilçesi, batısında Amasya il merkezi ve Turhal ilçesi oluşturmaktadır. Topraklarının büyük bölümü ovalardan olusan Erbaa'da köyler, ovalik alanlarda toplanmistir. Bu nedenle, söz konusu bölgelerde yerlesme sikligi ortalamadan yüksektir. Erbaa'nin üzerinde bulundugu ovanin kuzeyinde, Canik Dağı'nin içerisinde degerlendirilen Karinca Dağı, güneyinde Sakarat ve Bugali (Bogatli) daglari, dogu ve batısında ise bu daglarin uzantilari yer almaktadır. Söz konusu daglar, Kuzey Anadolu dag silsilesi içinde yer almaktadır. Daglarin ortalama yüksekligi 1.000 metre ile 1.500 metre arasinda değişmektedir. Erbaa'nın can damarı sayılan Erbaa Ovasi oldukça verimli ve düz bir ovadır. Ova'nın ekilmeyen ya da bataklık olan kısmı yok denilecek kadar azdır. Erbaa Ovası'nın toprağı, yeri nemli iklim bölgelerindeki topraklardandır. Toprağın rengi kırmızı ile kahverengi arasında değişmektedir. Ovanın nemli olan kısımlarında, "terra roza" adı verilen kirmizi renkli toprak tipi görülmekteyken kurak kısımlarında, özellikle güneyindeki alçak dag yamaçlarinda, açik kahverengi renkli "step" topraklarına benzeyen topraklar bulunmaktadır. Erbaa'da hakim olan bitki örtüsü ormanlardir. Karınca Dağı'nın kuzeye bakan yamaçlarında, fındık ve maki grubu içerisine giren zeytin ağaçları; güneye bakan yamaçlarinda ise sarıçam ağaçları bulunmaktadır.. Karınca Dağı'nın yükseklerinde ladin, köknar ve karaçam ağaçları, eteklerinde de disbudak ve kestane ağaçları görülmektedir. Ayrica, mese, gürgen ve sedir ağaçlarına da rastlanmaktadır. Sakarat ve Bugali (Bogatli) daglarinin yüksek kısımlarında, gürgen ağaçları yogun olarak görülmektedir. Bu daglarda çam, pelit, findik ve mese ağaçları da bulunmaktadır.. Sakarat ve Bugali (Bogatli) daglarinin eteklerinde kendiliginden yetisen çay ağaçları, eskiden bölge halki için önemli bir gelir kaynagi olmus, ancak 1940 yılında devlet tarafindan, bu bölgede çay istihsali yasaklanmistir. Karinca Dagi eteginde Karayaka Bucagi ve Kale Köyü arasindaki yamaçlarda sedir ağacı yetismektedir. Dünya çapında güzelliği ve ekonomik değeri ile büyük bir öneme sahip bu "sedir" türü, ülkemizde yalnizca Muğla ve Erbaa'da yetismektedir. Erbaa'nın bulunduğu coğrafi konum itibarıyla, ılıman deniz iklimi ve kara iklimi karışımı bir geçit ikliminin etkisi altında olması, bölgedeki bitki örtüsü çesitliliğinin başlıca nedenidir.
II. DEMOGRAFİK YAPI A. Erbaa'nin Nüfus Sayısı Ve Yapısı Daha önceleri hane bazli olarak yapilan nüfus sayimlari, 1880 yılından itibaren kadın-erkek ayrimina tabi tutularak yapilmaya baslanmistir.31 Ömer Lütfi Barkan'inin tapu tahrir defterlerine dayanarak yaptigi nüfus hesaplamasinda hane katsayısı olarak kullandigi 5 rakami, daha sonra da pek çok araştırmaciya isik tutmustur.32 Osmanli nüfus kayitlarinda genellikle erkek nüfusu kaydedilmekle birlikte hane sayısına bagli olarak toplam nüfus, yaklasik olarak hesaplanabilmektedir. Nüfus ile ilgili bir diger kaynak da salnamelerdir. Erbaa Bölgesi'nin nüfusu ile ilgili Sivas Vilayeti Salnamesi'nden (H. 1325/M. 1907) elde ettigimiz veriler isiginda; nüfus sayısı ve yapısı itibariyla önemli degisiklikler görülmektedir. Ilgili salnamelerden ve diger kaynaklardan33 yapilan araştırmalarda, 1881-1882/1893 ve 1904 yillarina iliskin nüfus kayitlari elde edilmistir. Bu dökümler Tablo 1 ve Tablo 2'de verilmektedir. Tablo 1'den de izlenebilecegi üzere, 1881/1882-1893 yillarinda, Erbaa Bölgesi'nde Müslüman nüfus en fazla olmakla (toplam nüfusun %86,75'i) birlikte bunun yaninda Rum Ortodoks (%8,99), Ermeni (%3,99) ve Çingene (%0,27) nüfusu da bulunmaktadır.. Ilgili yillarda toplam nüfus, 20.008 (toplam nüfusun %48,65'i) kadın ve 21.117 (%51,35) erkek olmak üzere 41.125'tir. Tablo 1 1881/1882-1893 Erbaa Kazasi'ndaki Kadın-Erkek Nüfusunun Etnik ve Dinsel Dagilimi
Kaynak: Kemal Karpat, Ottoman Population, 1830-1914, Demographic and Social Characteristics, Madıson 1985, s.136-137.Tablo 2 1904 Erbaa Kazasi'ndaki Kadın-Erkek Nüfusunun Etnik ve Dinsel Dagilimi
Kaynak: 1325 Tarihli Sivas Vilayeti Salnamesi, s. 354-355 Tablo 2'de 1904 yılında Erbaa'nin nüfus dagilimi görülmektedir. Tabloya göre; Erbaa'daki toplam nüfus 60.061 kisidir. Bunun 28.827'si (toplam nüfusun %48'i) kadın, 31.234'ü (toplam nüfusun %52'si) erkektir. Ayrica Tablo 1'de bulunan Çingene nüfusuna 1904 yılındaki nüfus kayitlarinda rastlanilamamistir. Ancak bu yilda Müslüman nüfus, miktar olarak artmis olmakla birlikte, toplam nüfus içerisindeki oraninin düstügü görülmektedir (toplam nüfusun %81,99'u). Bununla birlikte, Tablo 2'de kaydedilmis olan Protestan ve Kipti (Müslüman olmayan) nüfus, Tablo 1'de bulunmamaktadır. 1881/1882-1893 yillarinda 41.125 olan toplam nüfus,1904 yılında 18.936 kisi artarak 60.061 kisi olmustur. Buradan da bölgenin göç veren degil, göç alan bir bölge olduğunu söylemek mümkün olmaktadır. B. Hane Yapısı 1881/1882-1893 ve 1904 yillarina ait salnamelerde, Erbaa Bölgesi ile ilgili nüfus kayitlarina bakildiginda, Tablo 1 ve Tablo 2'de de görülebilecegi gibi, kadın- erkek ve dini-etnik verilere göre bir ayirim yapilmistir. 1840 yılında yapilan servet sayimlarinda mahalle, köy ve çiftliklerden olusan yerlesim birimleri, hane baz alinarak kaydedilmistir. Her hane, hane reisinin adı yazilmak suretiyle belirtilmistir. Kural olarak, hane reisi, erkek olarak kaydedilmekle birlikte, kadın ve çocuklarin da hane reisi olarak kaydedildigi görülmüstür. 1840 yılında Sunisa ve Eyrek nahiyelerindeki toplam hane sayilari, Tablo 3'de verilmektedir. 1840 yılında tutulan servet kayitlarinda sadece Müslüman nüfus kaydedilmis olup gayri-müslim nüfusa yer veril memistir. Bu nedenle toplam nüfus ile ilgili bir veriye ulasilamamistir. Ancak Müslüman nüfus ile ilgili kayitlar ele alindiginda, bölgenin hane yapısı ile ilgili bir fikir yürütmek mümkün olabilmektedir. Elimizdeki verilere dayanarak ulastigimiz bilgilere göre, Sunisa Nahiyesi'ne bagli nahiye merkezi, yirmi köy ve iki çiftlikte toplam 754 Müslüman hane bulunmaktadır.. Bu hanelerin 88'i yani %11,7'si nahiye merkezinde; 646'si yani %85,7'si köylerde ve 20'si yani %2,7'si çiftliklerde bulunmaktadır.. (Hane katsayısı 5 olarak alindiginda, Sunisa Nahiyesi'nin toplam nüfusu yaklasik 3.770 kisidir.) Sunisa Nahiyesi'nde en fazla haneye sahip olan yerlesim birimi, 137 hane ile Zuday Köyü'dür. Bunu 88 hane ile Bayramalani (Seyhlü) ve yine 88 hane ile nahiye merkezi takip etmektedir. Tablo 3'de de görülebileceği gibi Eyrek Nahiyesi'ne bagli iki mahalle, on bes köyde toplam 505 Müslüman hane bulunmaktadır.. (Bu da yaklasik olarak 2.525 kisiye tekabül etmektedir.) Bu hanelerin 165'i (%32,7'si) mahallelerde ve 340'i (%67,3'ü) köylerde bulunmaktadır.. Eyrek Nahiyesi'nde en fazla haneye sahip olan yerlesim birimi 120 hane ile Mahalle-i Kebir'dir. Bunu 81 hane ile Eksal ve 64 hane ile Çanliyar köyleri takip etmektedir. Sunisa ve Eyrek nahiyelerinin toplam Müslüman hane sayısı 1.259'dur. Bu ise yaklasik olarak 6.295 kisiye tekabül etmektedir. Toplam nüfusun %59,9'u Sunisa Nahiyesi'nde ve %40,1'i Eyrek Nahiyesi'nde bulunmaktadır. (Bkz. Tablo 3).
III. TARIMSAL YAPI A. Topraklarin Kullanim Alanlari Itibariyla Dagılımı Erbaa Kazasi'nin Sunisa ve Eyrek nahiyelerine tabi mahalle, köy ve çiftliklerde yapilan H. 1256/M. 1840 tarihli servet sayimindan elde edilen verilere göre, genel olarak bu bölgede tarımsal faaliyetlerin yoğunluk kazandigi görülmektedir. Tarımsal faaliyetlerin en önemli servet faktörü olan topragin inceleme alanimiza giren bölgedeki dagilimi, Tablo 4'de verilmektedir. Bölgede topraklarin büyük çogunlugu tarla olarak kullanilmaktadır. Tarlalarin yani sira bag ve bahçeler de bulunmaktadır.. Tablo 4'de de görüldügü üzere, tarımsal faaliyetlerin yapildigi toplam 20.801 dönüm topragin 19.912 dönümü tarla olarak kullanilmaktadır. Bu ise toplam topraklarin %95,7'sine tekabül etmektedir. Tarlalarin 9.396 dönümlük kismi Sunisa Nahiyesi'nde, 10.516 dönümlük kismi ise Eyrek Nahiyesi'ndedir. Bu anlamda daha az yerlesim birimine sahip olmasina ragmen Eyrek Nahiyesi'nde tarla miktarinin daha fazla olduğu dikkat çekmektedir. Tarlalarin yerlesim birimleri itibariyla dagilimi degerlendirildiginde; köyler içinde en fazla tarlaya sahip ilk bes köy 2.528 dönümle Zuday, 1.638 dönümle Çanliyar, 1.334 dönümle Eksal, 1.271 dönümle Bayramalani (Seyhlü) ve 765 dönümle Boraboy'dur. Sunisa Nahiyesi merkezinde 1.475 dönüm (toplam tarlalarinin %15,7'si) tarla bulunmaktadır.. Köylerin sahip olduğu tarla miktari ise, 7.921 (toplam tarlalarinin %84,3'ü) dönümdür. Köyler arasinda en az tarlaya sahip olan Türkmendami Köyü'nde sadece 3 dönüm tarla bulunmaktadır.. Eyrek Nahiyesi'ne bagli bulunan iki mahalleden Mahalle-i Kebir'in 3.228 dönüm ve Mahalle-i Celile'nin ise 832 dönüm tarlasi bulunmaktadır.. Sadece bu iki mahalle, Eyrek'teki toplam tarlalarin %38,6'sina sahiptir.
Sunisa ve Eyrek nahiyelerinde bagcilik faaliyetlerinin de oldukça yogun olduğu görülmektedir. Bölgede toplam 468 dönüm bag bulunmaktadır.. Sunisa Nahiyesi'nin merkezinde 90 dönüm bag olduğu görülmektedir (Bkz. Tablo 4). En fazla baga sahip köyler 92 dönümle Zuday, 60 dönümle Eksal ve 34 dönümle Boraboy'dur. Mahalle-i Kebir ise, 58 dönüm baga sahiptir. Toplam topraklarin 421 dönümlük bölümü bahçe olarak kullanilmaktadır. En fazla bagi bulunan Zuday, sahip olduğu 123 dönüm bahçeyle bir kez daha birinci sirada yer almaktadır. Zuday, Sunisa ve Eyrek nahiyelerindeki toplam bahçelerin %30'una sahiptir. Sunisa Nahiyesi merkezinde 54 dönüm, Eksal'da 48 dönüm ve Boraboy'da 34 dönüm bahçe bulunmaktadır.. Tarlalarin dönüm degeri, genel olarak tüm köy ve mahallelerde 50 Kurus olarak alinmistir. Yalnizca Eyrek Nahiyesi'ne bagli Karkin, Koytul ve Mekril köylerinde tarla dönüm degeri 40 Kurus'tur. Baglarin dönüm degeri, büyük oranlarda farkliliklar göstermektedir. Dönüm degeri 300 Kurus olan baglar olduğu gibi, 2.700 Kurus olan baglar da mevcuttur. Ancak genele bakildiginda bu bölgede baglarin oldukça degerli olduklari göze çarpar. Araştırma alanimiza giren bölgede baglarin dönüm degeri ortalama olarak 800 Kurus civarindadır. Bahçelerin dönüm degerlerinde de farkliliklar bulunmaktadır.. Baglarin olduğu gibi bahçelerin de degerlerinin yüksek olduğu görülmektedir. Bölgedeki bahçelerin ortalama degeri 518 Kurus'tur. B. Tarla Ürünleri Üretim Bileşimi Çalismamiza konu teskil eden defterlerde tarlalar, genel olarak mezru' ve hali (nadas) tarla olarak belirtilmiş ve ekili tarlalarda hangi ürünlerin ekili olduğu detayli olarak belirtilmiştir. Bölgede ekilen ürünlerin kile cinsinden tohumluk bileşimi Tablo 5'de gösterilmiştir. Ürün çesitliliginin çok olduğu dikkat çekmektedir. Kaldi ki bölgede, bugday, arpa, yulaf, sogan, nohut, mercimek, kendir, tütün, dari, karikli, burçak, fig, çavdar gibi bir çok ürünün bulundugu görülmektedir. Tablo 5'de de görülecegi gibi, en yogun olarak ekilen ürün 1.652 kile ile bugdaydir. Sunisa Nahiyesi merkezinde 141,5 kile, köyleri ile birlikte 995 kile ve Eyrek Nahiyesi'nde de 245,5 kilesi mahallelerinde olmak üzere toplam 657 kile tohumluk bugday bulunmaktadır.. Sunisa ve Eyrek nahiyeleri birlikte alindiginda toplam 1.652 kile tohumluk bugday olduğu saptanmistir. Bugday ekiminin en fazla olduğu köyler Sunisa Nahiyesi'nde 275 kileyle Zuday, her ikisinde de 78,5 kile olmak üzere Destek ve Boraboy köyleridir. Eyrek Nahiyesi'nde de 95 kileyle Eksal ve 89 kileyle Çanliyar köyleri bugday ekiminde ön plana çikmaktadır. Özellikle hayvanların temel besin maddesi olarak kullanilan arpa, Sunisa Nahiyesi'nde 614 kile, Eyrek Nahiyesi'nde 406 kile olmak üzere toplam 1.020 kileyle ikinci sirada yer almaktadır. Sunisa Nahiyesi'nde Zuday, bugday ekiminde olduğu gibi, arpa ekiminde de 190 kileyle ilk siradadır. Destek 57,5 kile, Bayramalani (Seyhlü) 53,5 kile ve Boraboy 43 kileyle Zudayi takip etmektedir. Eyrek Nahiyesi'nde arpa ekiminde Çanliyar 75 kile ve Eksal 66,5 kileyle öndedir. Her iki nahiyenin toplami bazinda alindiginda bugday ve arpayi sırasıyla, 457 kileyle karikli, 285 kileyle çavdar, 136 kileyle dari, 123 kileyle yulaf, 113 kileyle fig, 95 kileyle burçak, 69 kileyle kendir, 61 kileyle sogan, 23 kileyle tütün, 14 kileyle nohut ve 3 kileyle mercimek izlemektedir. Karikli ekiminin en fazla olduğu köyler sırasıyla; 50 kileyle Çanliyar, 47,5 kileyle Zuday ve 35 kileyle Bayramalani (Seyhlü)' dir. Mahalle-i Kebir'de de 44 kile tohumluk karikli bulunmaktadır.. Çavdar ekiminde de Zuday 48,5 kileyle ilk sirada yer alirken Çanliyar 24 kile, Bayramalani (Seyhlü) 20 kileyle onu izlemektedir. Bayramalani (Seyhlü) dari ekiminde 22 kileyle ilk sirada yer almaktadır. Onu 9,5 kileyle Boraboy, 9 kileyle Eksal ve 8,5 kileyle Zuday takip etmektedir. Yulaf ekiminde Eksal (16 kile), Zuday (13 kile) ve Karkin (10 kile) köyleri ilk üç siradadır. Fig, Çanliyar Köyü'nde 16 kile; Destek ve Zuday köylerinde 11 kile ve Boraboy Köyü'nde de 10,5 kile ekilmektedir. Burçak ekiminde Zuday 14,5 kile ile ilk siradadır. Sogan ekiminde her iki nahiyede toplam 61 kile tohumluk sogan bulunurken Sunisa Nahiyesi'ne bagli Bayramalani (Seyhlü) köyünde 20,5 kile sogan ekimi yapilmaktadır. Sunisa Nahiyesi'nde nohut ekimine rastlanmazken Eyrek Nahiyesi'nde 14 kile nohut ekilmektedir. Mercimek ekimi, sadece Eyrek Nahiyesi'ne bagli Eksal ve Gemleri köylerinde toplam 3 kile gibi az bir miktarda yapilmaktadır. Sunisa Nahiyesi'ne bagli Bayramalani (Seyhlü) Köyü, soganda olduğu gibi kendirde de 23,5 kileyle ilk sirada bulunmaktadır.. Tütün ekiminde Eyrek Nahiyesi'ne bagli Mahalle-i Kebir 12,5 kileyle ilk sirada yer almaktadır. Bayramalani (Seyhlü) 4,5 kileyle ikinci siradadır. C. Isletme Tip ve Büyüklükleri Çalismamiza konu teskil eden bölgede, Tablo 6'da da görüldügü gibi toplam 1.040 isletme mevcuttur. Bu isletmeler, genelde küçük üretici köylü isletmeler olmakla birlikte Sunisa Nahiyesi'nde Tombak Bükü ve Çalkadır Bükü çiftlikleri bulunmaktadır.. Sunisa Nahiyesi merkezinde 83, köylerinde 487; Eyrek Nahiyesi'ne bagli iki mahallede 148, köylerinde de 322 isletme bulunmaktadır.. Söz konusu isletmelerin sahip olduğu toprak miktari ve isletme basina düsen kosum hayvani sayilari Tablo 6'da görülmektedir. Sunisa Nahiyesi'nde isletme basina düsen ortalama toprak miktari, 17,4 dönümdür. Geçimlik düzeyinde kabul edilen bir tarım isletmesinin sahip olduğu toprak miktarinin 41 dönümün üzerinde olmasi gerektigi baz alinirsa, nahiye ortalamasinin geçimlik düzeyin hayli altinda olduğu görülür. Sunisa Nahiyesi'nin merkezinde isletme basina düsen toprak miktari 19,5 dönümdür. Sadece Tolan Köyü, isletme basina 54 dönümle, geçimlik düzeyin üstünde topraga sahiptir. Bu köyde 4 isletmenin toplam 216 dönüm topragi bulunmaktadır.. isletme basina düsen toprak miktari en fazla olan bes köy sırasıyla; 27,7 dönümle Karsavul, 22,9 dönümle Tekelöze, 21,9 dönümle Boraboy ve 20,6 dönümle Salamiz ve Zuday'dir ki, bu köylerdeki isletmeler de geçimlik düzeyin altinda topraga sahiptir. isletme basina en az topraga sahip olan köy ise, 1,5 dönümle Yemisan Bükü'dür. Bunun yaninda Sunisa Nahiyesi'nde toprak mülkiyet ve tasarruf tarzi itibariyla bir homojenlik göze çarpmaktadır; ekili topraklarin tümü tasarruf sahipleri tarafindan isletilmektedir. Eyrek Nahiyesi'nde isletme basina düsen toprak miktari, 23,1 dönüm olup bu miktar geçimlik düzeyin altinda kalmaktadır. Eyrek Nahiyesi'nin mahallelerinde isletme basina ortalama 28,2 dönüm toprak düsmektedir. Köylerinde ise en fazla topraga sahip olan köy 43,8 dönümle Agcaalan'dir. Bu köyde 4 isletme 175 dönüm topraga sahiptir. Duvak Köyü'nde isletme basina düsen toprak miktari 30,7 dönümdür. Bu köyde de 8 isletmenin 245,5 dönüm topragi bulunmaktadır.. Bunlari sırasıyla; 27,6 dönümle Çanliyar, 26,2 dönümle Seyhlü, 25,5 dönümle Alaaddin köyleri izlemektedir. Sahip olunan toprak miktari itibariyla en düsük seviyede olan köy 13,2 dönümle Erzenos'dur. Diger bir önemli servet faktörü de kosum hayvanidir. Kosum hayvani sayısı, topragin verimliligini direkt olarak etkileyen bir faktördür. Sunisa Nahiyesi merkezinde, isletme basina düsen kosum hayvani 0,9 çifttir. Köylerde bu oranin en yüksek olduğu yerlesim birimi 2,7 çiftle Karsavul'dur. Bu köyde bulunan 9 isletme, toplam 48 bas kosum hayvanina sahiptir. Haddadı Köyü'nde isletme basina 2,3 çift kosum hayvani düsmektedir. Bu köyde de, 24 isletmenin toplam 110 bas kosum hayvani bulunmaktadır.. Bu köylerin ardindan 2,1 çiftle Seyidli, 2 çiftle Karabük, 1,8 çiftle Boraboy, 1,7 çiftle Melik Bükü ve Tekelöze köyleri gelmektedir. Sunisa Nahiyesi'nin genelinde isletme basina düsen kosum hayvani ortalamasi 1,3 çifttir. Eyrek Nahiyesi'ne bagli olan Mahalle-i Kebir'de isletme basina 0,9 çift ve Mahalle-i Celile'de 1,1 çift kosum hayvani düsmektedir. Köylerde bu oranin en yüksek olduğu köy, isletme basina 3 çift kosum hayvani ile Agcaalan'dir. Bu köyde bulunan 4 isletme, 24 bas kosum hayvanina sahiptir. Bunu 1,7 çiftle Milal, Duvak ve Kizilçubuk köyleri takip etmektedir. Eyrek Nahiyesi'nin genelinde de kosum hayvani ortalamasi 1 çifttir. Bir hanenin isletme kabul edilebilmesi için gereken emek gücü, toprak ve bu topragi sürebilecek kosum hayvani sartlari göz önüne alindiginda, yerlesim birimleri içinde bu faktörlerden herhangi birini karsilamayan haneler, çalismamizda isletme kabul edilmemistir. Örnegin Sunisa Nahiyesi'ne bagli Haddadı Köyü'nde bulunan 63 haneden yalnizca 24'ünün topragi bulunmasi nedeniyle bu haneler isletme olarak kabul edilmistir. isletme basina düsen kosum hayvani, diger büyükbas hayvan ve küçükbas hayvan oranlari hesaplanirken de sadece bu isletmelerin sahip olduğu hayvanlar esas alinmistir. Ayrica Sunisa Nahiyesi'ne bagli Tombak Bükü ve Çalkadır Bükü çiftliklerinde de hiçbir hanenin topragi olmamasi nedeniyle ilgili tablolarda, bu çiftliklerde bulunan hayvanlar gözardi edilmistir. D. Hayvan Türleri ve Sayısı Hayvan türleri, Tablo 7'de, büyükbas ve küçükbas hayvanlar olarak iki kategoride incelenmistir. Büyükbas hayvanlar, topragin sürülmesinde yararlanilan kosum hayvanları ile etinden ve sütünden yaralanmanin yaninda tasimacilikta da kullanilan diger büyükbas hayvanlar olarak ikiye ayrilmaktadır. Tablo 7'de ayrintili tasnifi görülecegi üzere, bölgede bulunan kosum hayvani türleri, çift öküzü ve camus öküzüdür. Sunisa Nahiyesi'nde 1.764 bas ve Eyrek Nahiyesi'nde 999 bas olmak üzere toplam 2.763 bas kosum hayvani kaydedilmistir. Diger büyükbas hayvanlar ise, etinden, sütünden yararlanilan sagmal camus, kisir camus, sagmal inek, kisir inek, malak ve dana; tasimacilikta kullanilan katir, beygir, kisrak, tay ve merkepten olusmaktadır. Bölgede yetistirilen küçükbas hayvanlar ise, koyun ve keçidir. Sunisa Nahiyesi'nde toplam 6.217 diger büyükbas ve 17.325 küçükbas hayvan bulunmaktadır.. Buna karsilik Eyrek Nahiyesi'nde diger büyükbas hayvan adeti 3.111 ve küçükbas hayvan adeti 8.833'tür. Tablo 7'de de görülebilecegi gibi, Sunisa Nahiyesi'nde hayvancilik, Eyrek Nahiyesi'ne göre daha yaygindir. Erbaa Kazasi'nda aricilik faaliyetlerinin de yogun olarak yapilmakta olduğu görülmektedir. Sunisa Nahiyesi'nde toplam 1.006 adet, Eyrek Nahiyesi'nde ise toplam 432 adet ari kovani mevcuttur. Verimlilik, tarımin makinelesmemis olduğu bir ekonomide, önemli bir sermaye stoku olan hayvan sayısı ile sıkı sıkıya baglantılıdır. Hem ekili toprakların gübre ihtiyacini karsilayarak verimliligin artmasina hem de sürülecek topragin miktarina etki etmesi nedeniyle hayvan sayısı ile verimlilik arasinda dogru oranti olduğundan söz etmek mümkündür. Hayvanlar, bir yandan isletmenin çift islerini yürüten hayvan gücünü saglayarak islenebilecek toprak miktarini belirlerken, diger yandan gübreleri ile verimi direkt olarak etkilemektedirler. Bu nedenle, bir isletmenin sahip olduğu hayvan sayısı, isletmenin sermaye yogunlugunun bigöstergesi olarak kabul edilir. Sunisa ve Eyrek nahiyelerinde yerlesim birimleri itibariyla hayvan sayilari Tablo 8'de gösterilmistir. Sunisa Nahiyesi'nin merkezinde, kosum hayvani sayısı 155, diger büyükbaş hayvan sayısı 583'tür. Sunisa Nahiyesi'ne bagli ve en fazla kosum hayvaninin bulundugu ilk bes köy sırasıyla; 265 bas ile Haddadı, 231 bas ile Zuday, 187 bas ile Bayramalani (Seyhlü), 134 bas ile Boraboy ve 114 bas ile Seyidli'dir. Kosum hayvani en az olan ilk bes köy sırasıyla; Tolan (12 bas), Yemisan Bükü (14 bas), Andiran (15 bas), Dere (17 bas) ve Karabük (31 bas) 'tür. Ayrica, Tombak Bükü Çiftligi'nde 27, Çalkadır Bükü Çiftligi'nde de 23 bas kosum hayvani bulunmaktadır.. Kosum hayvani, topragin islenmesinde önemli bir yere sahip olmasi sebebiyle, isletmeler açisindan önemli bir sermaye unsurudur. Et, süt ve gübresinden faydalanilan ve ayni zamanda tasimacilikta kullanilan diger büyükbas hayvanlar da, tarım ekonomisinin önemli unsurlaridir. inceleme alanimiz açisindan degerlendirildiginde, Sunisa Nahiyesi'nde diger büyükbas hayvanların yerlesim birimlerine göre dagilimi itibariyla en fazla olduğu ilk bes köy sırasıyla; Haddadı (688 bas), Zuday (608 bas), Bayramalani (Seyhlü) (518 bas), Seyidli (408 bas) ve Türkmendami (Tavsanli) (386 bas)'dir. Sunisa Nahiyesi'nin merkezinde 583 bas diger büyükbas hayvan bulunmaktadır.. En az diger büyükbas hayvana sahip ilk bes köy ise; Tolan (45 bas), Dere (81 bas), Durucasu (112 bas), Kozluca (121 bas) ve Karsavul (137 bas)'dur. Küçükbas hayvan sayısı Sunisa Nahiyesi merkezinde 574'tür. Bunlarin 482 tanesi koyun ve 92 tanesi keçidir. Andiran Köyü ise 1.945 bas küçükbas hayvana sahiptir. Bunu 1.644 basla Türkmendami Köyü izlemektedir. Zuday 1.341 bas, Balakli 1.327 baş ve Seyidli 1.210 bas küçükbaş hayvana sahiptir. Sunisa Nahiyesi'nde ari kovani sayısı 1.006 adettir. Nahiye merkezinde 126 adet ari kovani bulunmaktadır.. En fazla ari kovanina 186 adetle Haddadı Köyü [1] Tevfik Güran, "19. Yüzyil Ortasinda Bir Kirsal Bölgede Ekonomik ve Sosyal Yapi: Filibe Sancaginin Koyuntepe Nahiyesine Bagli Dokuz Köy Üzerinde Yapilmis Bir Karsilastirma Çalismasi", 19.Yüzyil Osmanli Tarımi Üzerine Araştırmalar, Eren Yayincilik, istanbul, 1998, 1.Baski, s. 196. sahiptir. Zuday'da 181, Boraboy'da 87, Durucasu'da 61 ve Seyidli'de 55 adet ari kovani mevcuttur. Andiran, Çalkadır Bükü Çiftligi ve Tolan'da ari kovani bulunmamaktadır. Eyrek Nahiyesi'ne tabi iki mahalle olan Mahalle-i Kebir ve Mahalle-i Celile'de toplam kosum hayvani sayısı 277, diger büyükbas hayvan sayısı 1.004'tür. Köyler arasinda kosum hayvani en fazla olan ilk bes köy Eksal (152 bas), Çanliyar (128 bas), Karkin (55 bas), Alaaddin ve Koytul (53 bas)'dur. En az kosum hayvani olan köyler Erzenos (6 bas), Gemleri (12 bas), Kizilçubuk (20 bas), Agcaalan (24 bas) ve Seyhlü (26 bas)'dür. Diger büyükbas hayvan siralamasinda Eksal (411 bas), Çanliyar (404 bas), Alaaddin (226 bas), Duvak (186 bas) ve Karkin (148 bas) köyleri ilk bes siradadır. Küçükbas hayvan sayısı Eyrek Nahiyesi'ne tabi Mahalle-i Kebir'de 1.782 ve Mahalle-i Celile'de 440'tir. Köyler içinde Eksal 1.317 küçükbas hayvanla ilk siradadır. Koytul 1.051 bas, Karkin 664 bas, Alaaddin 656 bas, Seyhlü 625 bas ve Mekril 550 bas küçükbas hayvana sahiptir. Erzenos köyünde küçükbas hayvan bulunmamaktadır. Gemleri'de 8, Milal'de ise 11 bas küçükbas hayvan mevcuttur. Eyrek Nahiyesi'nde ari kovani sayısı 432'dir. Mahallelerde 52 adet ari kovani bulunmaktadır.. Köyler arasinda en fazla ari kovani 73 adetle Koytul'da bulunmaktadır.. Eksal'da 59, Karkin'da 49, Çanliyar'da 46 ve Agcaalan'da 26 adet ari kovani mevcuttur. E. Hayvan Tür ve Kiymetleri Tarımsal faaliyetlerin önemli bir kismini hayvancilik faaliyetleri meydana getirir. Diger taraftan hayvanlar bir ailenin servetidir yada servetin önemli bir kismini kapsar.36 Sunisa ve Eyrek nahiyelerinde bulunan hayvan türleri ve sayilari Tablo 9'da gösterilmistir. 1840 yilina ait servet sayimlarinda hayvan türlerinin çok [1] Coskun Çakir, a.g.e., s. 53. etayli olarak, yaslarina göre dahi tasnif edilmis olduklari görülmektedir. Örnegin; kosum hayvanlarından çift öküzü bazi yerlerde kara sigir öküzü olarak, camus öküzü ise çift camusu olarak adlandirilmistir. Benzer sekilde tasimacilikta kullanilan esb, beygir olarak da yazilmistir. Kisrak, koyun ve keçiler defterlerde sagmal ve kisir olarak ayri ayri belirtilmistir. Malak ve ckna da yaslarina göre kaydedilmistir. Hayvanların kiymetleri incelendiginde en degerli hayvanin ortalama 500 Kurus'la beygir olduğu görülmektedir. Degeri en düsük olan hayvanlar ise 15 Kurus'la koyun ve 13 Kurus'la keçidir. Bir bas çift öküzünün degeri 150 Kurus'tur. Bu hayvanların degerlerinde bir homojenlik görülmektedir. Koyun, keçi ve çift öküzü haricindeki hayvanların kiymetlerinde farkliliklar bulunmaktadır.. Bu farkliliklarin nedeni, hayvanların yaslari, besili veya besisiz olusu gibi faktörlerdir. Hayvanların kiymetlerindeki bu farkliliklara ragmen her hayvanin asagi yukari sabit olan yaygin bir degeri bulunmaktadır.. Camus öküzü 300-350 Kurus, sagmal camus 270-350 Kurus, kisir camus 250300 Kurus, sagmal inek 100-110 Kurus, kisir inek 90-100 Kurus, malak 50-150 Kurus, dana 30-60 Kurus, tay 100-250 Kurus, kisrak 350-500 Kurus, merkep sipali veya sipasiz olusuna göre 90-110 Kurus, ari kovani da 15-20 Kurus arasinda degisen degerlerdedir (Bkz. Tablo 9). F. Tarım Isletmelerinde Hayvan Varligi Tarım isletmelerinin verimliligini arttiran en önemli unsur, kosum hayvani sayısı ve hayvan dagilimidir. Gerçekten de topragin islenmesinde kullanilan çift öküzü ve camus öküzü önemli bir yere sahiptir. Yani isletme basina ve dönüm basina düsen kosum hayvani sayısı ne kadar fazla ise o isletmenin verimliligi o derece yüksek olmaktadır. Tarım isletmelerindeki hayvan dagilimi Tablo 10'da görülmektedir. Sunisa ve Eyrek nahiyelerindeki nahiye merkezi, mahalle, köy ve çiftliklerin tamami dikkate alindiginda isletme basina kosum hayvani ortalamasi 1,18 çift; dönüm basina kosum hayvani ortalamasi 0,06 çifttir. isletme basina diger büyükbas hayvan ortalamasi 7,74 ve isletme basina küçükbas hayvan ortalamasi da 21,38'dir. Sunisa Nahiyesi'nin merkezinde isletme basina ve dönüm basina kosum hayvani ortalamasi köylere göre daha düsüktür. Nahiye merkezinde isletme basina düsen kosum hayvani ortalamasi 0,93 çift, dönüm basina kosum hayvani ortalamasi da 0,05 çifttir. Köyler arasinda isletme basina kosum hayvani ortalamasi en yüksek olani, 2,67 çiftle Karsavul'dur. Daha sonra sırasıyla Haddadı (2,29 çift), Seyidli (2,11 çift), Karabük (2 çift) ve Boraboy (1,76 çift) köyleri gelmektedir.37 Dönüm basina kosum hayvani ortalamasi en yüksek olan köy 0,85 çiftle Türkmendami (Tavsanli)'dir. Bu köydeki 11 isletmenin 20 dönüm topragi ve 34 bas kosum hayvani bulunmaktadır.. Dönüm basina en az kosum hayvanina sahip köy ise, 0,04 çiftle Zuday'dir. Nahiye merkezinde isletme basina diger büyükbas hayvan ortalamasi 7,02 ve küçükbas hayvan ortalamasi 6,92'dir. Bu bakimdan köylerle merkez karsilastirildiginda, merkezin oldukça düsük olduğu görülür. Örnegin Karabük Köyü'nde sadece 1 isletme bulunmaktadır.. Ve bu nedenle isletme basina diger büyükbas hayvan ortalamasi (49 bas) ve küçükbas hayvan ortalamasi (135 bas) oldukça yüksektir. Eyrek Nahiyesi'ne tabi Mahalle-i Kebir ve Mahalle-i Celile'de, isletme basina ve dönüm basina kosum hayvani ortalamas inda köylere nispetle büyük bir farklilik bulunmamaktadır. Mahalle-i Kebir'de isletme basina ve dönüm basina kosum hayvani ortalamasi sırasıyla 0,88 ve 0,03 çifttir. Mahalle-i Celile'de de bu oranlar 1,09 ve 0,05'dir. isletme basina kosum hayvani ortalamasi en yüksek olan köy 3 çift ile Agcaalan'dir. Milal ve Kizilçubuk köyleri ise 0,10 çift ile dönüm basina hayvan ortalamasi en yüksek olan köylerdir. isletme basina diger büyükbas hayvan [1] Hesaplamalarda, topraksiz hanelerin sahip olduğu hayvanlar hariç tutulmustur. ortalamasinda Duvak köyü 23,25 ile ilk siradadır. Kizilçubuk 13,83 ve Agcaalan 12,50 diger büyükbas hayvan ortalamalarina sahiptir. isletme basina küçükbas hayvan ortalamasinda Mahalle-i Kebir ve Mahalle-i Celile'ye oranla birçok köyün ortalamalari oldukça yüksektir. Söz konusu mahallelerde bu ortalamalar 16,65 ve 10,73'tür. isletme basina küçükbas hayvan ortalamasinin en fazla olduğu köy 68,33 ile Kizilçubuk'tur. Bu köyü 58,39 ile Koytul, 50,75 ile Agcaalan ve 34,88 ile Duvak köyleri izlemektedir. isletme basina küçükbas hayvan ortalamasi en düsük olan köy 0,85 ile Milal'dir. Erzenos Köyü'nde ise küçükbas hayvan bulunmamaktadır. Tablo 10'daki tüm bu degerlerden Erbaa Kazasi'nda hayvancilik faaliyetlerinin yogun olarak yapildigi, özellikle küçükbas hayvanciliginin ön plana çiktigi görülmektedir. IV. ZIRAI VERGİLEME Sanayi öncesi ekonomilerde, devletin baslica gelir kaynagi vergilerdir. Bu tip ekonomilerde, vergilerin temel kaynagini tarımsal faaliyetler olusturmaktadır. Tarımsal üreticilerin ödemekle yükümlü olduğu vergileri ödedikten sonra harcanabilir gelir miktarini belirleyen temel unsur bu vergilerden olusmaktadır. Bunun yaninda vergiler, yatirim yapma gücünü de belirlemektedir. Ayrica, verginin piyasa ekonomisinin gelismedigi ekonomilerde gördügü en önemli islevlerinden biri de, zirai fazlanin tarım dûndaki sektörlere aktarilmasinin temel araci olmasidir.38 Çalismamiza esas teskil eden H. 1256/ M.1840 tarihli temettüat defterlerinde uygulanan vergileme usülleri, Tanzimat Dönemi ile getirilen yeni vergi sistemi dahilinde olduğundan, asagida, bu dönemdeki vergi çesitlerine deginilecektir. A. Vergi Çeşitleri 1. Vergiyi Mahsusa Tanzimat Dönemi'nde vergileme usüllerinde yapilan degisikliklerin en önemli sonuçlarindan biri de daha önceden "Tekalif-i Örfiye'' adı altinda, yillardan beri alinan çok sayida "örfi vergiler''in birlestirilerek, bunlarin yerine "an cemaatin vergi"nin alinmaya baslanmasi olmustur. Bu verginin diger bir özelligi de, matrahinin köy olmasidir.39 An cemaatin verginin hesaplanmasinda izlenen yöntem su sekilde gerçeklesmistir; Anadolu ve Rumeli'de bulunan her bir kazanin bir senede ödedigi çesitli vergilerin tutari hesaplanmis, daha sonra bu vergi tutarindan belli bir miktar
[1] Tevfik Güran, a.g.e., s. 199. [1] A.e.
indirime gidildikten sonra, tek bir vergi olarak ilgili kaza ahalisinden "lazim gelenler" vasitasiyla tahsil edilmistir. Her köy veya mahallenin muhtar, imam ya da papazlari bu vergiyi tahsil ederler, daha sonra kaza merkezine tahsil ettikleri bu vergiyi ve kaydini tuttuklari defterleri götürürler ve bu tutarlar vergilerinden düsülmek suretiyle kaza defterlerine kaydedilirdi.40 Vergi-yi mahsusa, üretime bagli kalmaksizin, maktu olarak alinan bir vergi olmasi sebebi ile, gelir dagilimini önemli ölçüde ve olumsuz yönde etkileyen bir vergi olarak da göze çarpmaktadır. Ancak bu vergi, yukarida da ifade edildigi gibi, merkez tarafindan her yerlesim birimi için belirlendikten sonra yerlesim biriminin muhtar, imam veya papazi tarafindan toplandigi için, haneler arasinda dagitilirken yinede hakkaniyete önem verildigi görülmektedir. Zira fakir, sakat, yasli vs. hane reislerinden alinan vergi-yi mahsusanin nispeten düsük olduğu dikkat çekmektedir. Yani hanelerin gelir durumlari göz önünde tutulmaya çalisilmistir. 2. Cizye Cizye, Islam devletlerinde zimmi statüsündeki (kendileriyle bir çesit vatandaslik sözlesmesi yapilmis) Müslüman olmayan azinliklarin faal erkek nüfusundan alinan bir vergi olup Osmanli Devleti'nin en önemli gelir kaynaklarindan birini teskil etmektedir. 41 Bu vergi, mükelleflerin gelir durumuna göre, ala (60 Kurus), evsat, (30 Kurus) ve edna (15 Kurus) olarak üç grupta tahsil edilirdi. Cizye de vergi- yi mahsusa gibi maktu olarak alinan bir vergi özelligi tasimaktadır.
[1] Coskun Çakir, a.g.e., s. 59. [1] Ahmet Tabakoglu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanli Maliyesi, istanbul, Dergah Yayinlari, Kasim 1985, s. 136.
3. Asar ve Rüsumat Bu gruptaki vergiler, diger iki vergi çesidinden farkli olarak, dogrudan dogruya üretim üzerinden, belli bir oranda tahsil edilmektedir. Yalniz bu vergilerde tahsil iki sekilde gerçeklesir. Bunlardan ilki; ayni olarak tahsil edilen vergiler, ikincisi nakdi olarak tahsil edilen vergilerdir. Zirai ürünlerin her çesidinden, nakledilmeye ve saklanip bekletilmeye elverisli toprak mahsullerinden onda bir ile beste bir oraninda ösür ayni olarak alinmaktadır. Bag, bahçe ve bostan ürünlerinden, küçükbas hayvanlardan, ari kovanlarindan, degirmen ve benzer kalemlerden tahsil edilen vergiler ise nakdi olarak alinmaktadır. Nakdi vergiler, üretime bagli olmaksizin, önceden tespit edilen bedel üzerinden maktu olarak alinmaktadır. B. Verginin Gelir İçindeki Payi Üzerinde çalistigimiz Erbaa Kazasi Sunisa ve Eyrek nahiyelerine ait defterlerde vergi-yi mahsusanin gelire orani, Tablo 11'de görülmektedir. Bu tabloya göre, Sunisa Nahiyesi'nde verginin gelire orani %10 ile %20 arasinda degismektedir. Sunisa Nahiyesi'nin merkezinde, verginin gelir içindeki payinin %13,3 olduğu görülmektedir. Toplam gelirine göre en fazla vergiyi %20,9 ile Destek Köyü ödemektedir. Bu köyün yillik toplam geliri 41.790 Kurus'ken, ödedigi yillik vergi 8.728 Kurus'tur. Sunisa Nahiyesi'nde en fazla vergi ödeyen diger dört köy ise sırasıyla; %19,1 ile Melik Bükü, %19 ile Kozluca, %18,6 ile Salamiz ve %17,9 ile Tolan'dir. En az vergi ödeyen köy ise %10,1 ile Türkmendami (Tavsanli)'dir. Bu köyün toplam geliri 30.430 Kurus, ödedigi yillik vergi 3.065 Kurus'tur. Sunisa Nahiyesi'ne ait Tombak Bükü ve Çalkadır Bükü çiftliklerinde ise verginin gelire orani sırasıyla, %16,1 ve %16,3'tür. Sunisa Nahiyesi genelinde verginin gelir içindeki orani, ortalama olarak %14'tür. Tablo 11'deki veriler isiginda, Erbaa Kazasi'nin Eyrek Nahiyesi'nde, gelirin %9 ile %19 arasinda degisen oranlarda vergi olarak ödendigi görülmektedir. Eyrek Nahiyesi'nde verginin gelir içindeki payinin en düsük olduğu yerlesim birimleri Mahalle-i Kebir ve Mahalle-i Celile'dir. Nahiye'nin en büyük yerlesim birimi olan Mahalle-i Kebir'de verginin gelire orani %9'dur. Bu oran Nahiye'deki en düsük orandir. Mahalle-i Kebir'de yillik toplam gelir 214.275 Kurus, ödenen vergi ise 19.192 Kurus'tur. Mahalle-i Celile'de verginin gelire orani %10,7'dir. Bu mahallenin yillik geliri 109.845 Kurus, ödedigi toplam vergi 7.080 Kurus'tur. Eyrek Nahiyesi'ne tabi köylerde, verginin gelire orani en fazla olduğu köy, %18,8 ile Gemleri Köyü'dür. 7 haneden olusan bu köy, 5.650 Kurus'luk yillik gelirinin, 1.060 Kurus'unu vergi olarak ödemektedir. Ödedigi verginin, gelirine oraninin en yüksek olduğu diger bes köy ise sırasıyla; %16,5 ile Erzenos, %15,5 ile Karkin, %15,4 ile Aydinsofu ve %14,7 ile Milal ve Duvak'tir. Eyrek Nahiyesi genelinde ortalama vergi orani %11,9 olarak hesaplanmistir. Sunisa ve Eyrek nahiyelerinin toplamina bakildiginda, ortalama vergi oraninin %13 olduğu görülmektedir. Tablo 11'deki veriler incelendiginde, her iki nahiyede de, köylerden, nahiye merkezi ve mahallelere oranla daha fazla vergi alindigi görülmektedir. Bunun temel nedeni olarak, merkez ve mahallelerde tarımsal faaliyetlerin, köylere nispetle daha az yapiliyor olmasi gösterilebilir. Ayni sekilde, köyler arasinda da topragi daha fazla, çiftçilik faaliyetlerinin yogun olarak yapildigi köylerden, topragi az olan köylere oranla daha yüksek oranlarda vergi tahsil edildigi görülmektedir.
V. SOSYAL VE EKONOMİK YAPI Tüm sanayi öncesi toplumlarda olduğu gibi, çalismamiza konu teskil eden bu bölgede de, tarımsal faaliyetlerin sosyal ve ekonomik yapiyi sekillendirdigini görmekteyiz. Ele aldigimiz bölge, sanayi öncesi toplumlarda varolan küçük köylü aile emegine ve çif-öküz gücüne dayali tarım isletme biçimini yansitmaktadır.42 Kirsal bir bölgede, sosyal yapının en önemli göstergesi, toprak dagilimidir. Geçimlik gelir ekonomisine dayanan sanayi öncesi toplumlarda, küçük köylü tipi tarım isletmelerinin varliklarini idame ettirebilmeleri, sahip olduklari toprak miktarina baglidir. Bunun da ötesinde, kasaba ve sehirlerde yasayan zengin siniflar için toprak, servet birikiminin bir araci olarak önem kazanir.43 Toprak potansiyel bir gelir ve servet kaynagini ifade etse de topraktan elde edilebilecek gelirin miktarini, emek, kosum hayvani, büyükbas ve küçükbas hayvan sayilari belirlemektedir. Topraklarin isletilebilmesi için ihtiyaç duyulan insan-emek faktörünün karsilanabilmesi ile baglantili olarak, bu toplumlarda aileler, geleneksel büyük aileler seklinde olusmaktadır. Böylelikle haneler, ücretli tarım isçilerinden olusacak ek bir maliyet yükünden kurtulmus oluyorlardi. Insan-emek faktörünün yani sira hayvan gücüne sahip olunmasi da topraklarin isletilmesinde önemli bir rol oynar. Örnegin, kosum hayvanları topragin sürülmesinde, yük hayvanları mahsullerin tasinmasinda, küçükbas hayvanlar ise topraklarin verimliligi için gerekli olan gübre ihtiyacinin giderilmesinde önemli bir yere sahiptir. Dönemin genel ekonomik yapısı göz önünde bulunduruldugunda, aslinda sanayi olarak belirtilmesi düsünülebilecek esnaf faaliyetlerinin ticaretten iktisadı anlamda belirgin olarak farklilik göstermemesi, 44 iki faaliyetin eldeki veriler çerçevesinde birarada degerlendirilmesini gerektirmistir. Genel olarak bakildiginda, Sunisa ve Eyrek nahiyelerinde, ticarî ve sinaî faaliyetlerin oldukça sinirli olduğu görülmektedir. Öyle ki, bu türden ticarî ve sinaî faaliyetlere, sadece Eyrek Nahiyesi'ne bagli olan Mahalle-i Kebir ve Mahalle-i Celile'de rastlanmistir. Özellikle Mahalle-i Kebir'de han, hamam, dükkan ve kahvehane gibi isletmeler, burada yapilan ticarî ve sinaî faaliyetlerin bir göstergesidir. Buradan da anlasilacagi üzere, köy ve çiftliklerde tarım disi ugraslar gelismemistir. Yalniz mahallelerde bu tür egilimlerin olmasi, bölgede genel itibariyla tarımsal faaliyetlerin yogunluk kazandigini ve hanelerin ek bir gelir kaynagina ihtiyaç duymadıgini göstermektedir. Bu baglamda bir degerlendirme yaptigimiz zaman, sosyal ve ekonomik farklilasmada belirleyici olan faktörler, tarımsal isletmeler ve bu isletmeler için gerekli olan kosum hayvanları, diger büyükbas ve küçükbas hayvanların sayilari olmaktadır. A. Toprak Dagilimi Çalismamiza konu teskil eden bölgedeki toprak dagiliminin ayrintili verileri Tablo 12 ve Tablo 13'te görülmektedir. Daha önce de ifade ettigimiz gibi toprak, kirsal ekonomilerde serveti olusturan en önemli unsurdur. Örnek alanimiza giren 1.259 hane üzerinde yapilan çalismada, bu hanelerin sahip olduklari toprak miktarlari, dilimler itibariyla incelenerek toprak dagiliminin nasil olduğu saptanmistir. Buna göre, Sunisa ve Eyrek nahiyelerinde 220 hanenin, yani toplam hanelerin %17,4'ünün topraksiz olduğu görülmektedir. Her iki nahiye göz önünde bulunduruldugunda hane basina düsen ortalama toprak miktari 16,5 dönümdür. Bu oranin düsük çikmasinin en önemli sebebi, topraksiz hanelerin fazla olmasidir (Bkz. Tablo 12 ve Tablo 13). Sunisa Nahiyesi'nde bulunan Tombak Bükü ve Çalkadır Bükü çiftliklerinde tüm haneler topraksizdir. Karabük'te topraksiz hane orani %90,9, Yemisan Bükü'nde %88,2, Seyidli'de %80,4'tür. Ayrica Dere (%62,5), Türkmendami (%54,2), Andiran (%46,7) ve Melik Bükü (%46,2) köylerinde detopraksiz hanelerin orani oldukça yüksektir. Bu köylerde hayvancilik faaliyetlerinin daha yogun olmasi dikkat çekici bir husustur. Sunisa Nahiyesi'nin merkezinde topraksiz hane orani yalnizca %5,7'dir (88 haneden 5'i topraksizdir). Nahiye merkezindeki topraklar 1-25 ve 25-50 dönüm araliklarinda yogunlasmistir. 1-25 diliminde bulunan 64 hanenin toplam 673 dönüm topragi vardir. Yani hanelerin %72,7'si ve toplam toprak miktarinin %41,5'i bu dilimdedir. 25-50 dönüm araligindaki 14 hane 545 dönüm topraga sahiptir. Sunisa Nahiyesi genelinde hanelerin %24,6'si, toplam 754 hanenin 185'i topraksizdir. Sunisa Nahiyesi'nde topraksiz hanesi olmayan tek köy Tekelöze'dir. Bu köyde de hanelerin % 76,5'i 125 dönüm arasinda topraga sahiptir. Toplam topraginin %42,3'ü bu dilimdedir. Sunisa Nahiyesi'nde en fazla topraga sahip olan yerlesim birimi 2.743 dönümle Zuday'dir. Bu köyde toplam 137 haneden sadece 5'i topraksizdir. Sunisa'daki diger yerlesim birimlerinde olduğu gibi Zuday'da da topraklarin çogu 1-25 dönüm araliginda bulunmaktadır.. Bu dilim araliginda bulunan 102 hane, 1.262 dönüm topraga sahiptir. Bu rakamlar, hanelerin %74,5'ine ve toplam toprak miktarinin %46'sina tekabül etmektedir. Sunisa Nahiyesi'ndeki tüm yerlesim birimleri dikkate alindiginda 1-25 dönüm arasinda topraga sahip olan hane sayısı 461, sahip olduklari toprak miktari 5.038 dönümdür. Yani Sunisa'daki hanelerin % 61,1'i, topraklarin da %50,8'i bu dilimde yer almaktadır. 25-50 dönüm arasi topraga sahip 84 (%11,1) hanenin toplam 2.939 (%29,6) dönüm topragi bulunmaktadır.. 126 dönüm üzerinde topragi bulunan 2 (%0,3) hane de 259 (%2,6) dönüm topraga sahiptir (Bkz. Tablo 12 ve Tablo 13). Eyrek Nahiyesi'ne tabi Mahalle-i Kebir'de 120 haneden 13'ü topraksizdir. Mahalle-i Kebir'de topragi bulunan 107 hanenin sahip olduğu toprak miktari 3.306 dönümdür. Bu topraklarin %37,1'lik yani 1.225 dönümlük kismi, 126 dönüm ve üstü topraga sahip olan 7 haneye aittir. 1-25 dönüm arasinda topragi bulunan 74 hanenin 829 dönüm, 25-50 dönümlük dilimde bulunan 17 hanenin 565 dönüm topragi bulunmaktadır.. Eyrek Nahiyesi'nde de Sunisa Nahiyesi'nde olduğu gibi, topraklarin büyük bölümü 1-25 dönüm araliginda toplanmistir. 1-25 dönüm arasinda bulunan 357 hane 4.473 dönüm topraga sahiptir. Toplam hanelerin %70,7'si ve toplam toprak miktarinin %41,1'i bu dilim araligindadır. Eyrek Nahiyesi'nde 10 hanenin 126 dönüm ve üstünde toplam 1.745 dönüm topragi bulunmaktadır.. Bu da toplam hanelerin %2'sine ve topragin %16'sina tekabül etmektedir. B. Servet Dagilimi Çalismamiza konu teskil eden yerlesim birimlerinde bulunan hanelerin sahip olduklari servet dagilimini tespit edebilmek amaciyla servetler dilimler halinde tasnif edilmistir. Toplam servetin dilimler itibariyla dagilimi Tablo 14 ve Tablo 15'de gösterilmistir. Sunisa Nahiyesi'nin merkezinde toplam 88 haneden 14 hanenin 6.000 Kurus'un üzerinde serveti bulunmaktadır.. Nahiye merkezinde toplam servet tutari olan 277.886 Kurus'un 122.797 Kurus'luk kismina yani %44,2'sine bu haneler sahiptir. 0-1.000 Kurus servet diliminde 17 hane 11.301 Kurus, 1.001-2.000 Kurus diliminde 28 hane 42.610 Kurus, 2.001-3.000 Kurus diliminde 14 hane 35.240 Kurus, 3.001-4.000 Kurus diliminde 5 hane 17.620 Kurus, 4.001-5.000 Kurus diliminde 7 hane 31.018 Kurus, 5.001-6.000 Kurus diliminde 3 hane 17.300 Kurus servete sahiptir. Sunisa Nahiyesi'ndeki tüm yerlesim birimleri dikkate alindiginda, 6.000 Kurus'un üzerinde serveti olan hanelerin, toplam servetin %34,9'una sahip olduğu görülmektedir. Toplam hane sayısınin %12,5'i bu dilimdedir. 6.000 Kurus ve üzeri servete sahip 94 hanenin toplam 851.109 Kurus serveti bulunmaktadır.. Servet dagiliminda en fazla hane sayısı, ikinci dilim olan 1.001-2.000 Kurus araliginda yer almaktadır. Bu dilimde 178 hane bulunmakta ve sahip oldukkri toplam servet 265.017 Kurus'tur. Toplam hanelerin %23,6'sinin yer aldigi bu dilimde bulunan haneler, toplam servetin %10,9'una sahiptir. 0-1.000 Kurus arasi servet diliminde ise 121 hanenin 72.710 Kurus'luk serveti bulunmaktadır.. Diger bir ifadeyle toplam hanelerin %16'si ve toplam servetin sadece %3'ü bu dilimde yer almaktadır. Eyrek Nahiyesi'nin merkezinde bulunan Mahalle-i Kebir ve Mahalle-i Celile'de, servetin en fazla yogunlastigi dilim 6.000 Kurus ve üzeri servet dilimidir. Mahalle-i Kebir'de bulunan 120 haneden 27'si ve toplam servet tutari olan 567.431 Kurus'un 358.651 Kurus'u bu dilimdedir. Bu rakamlar toplam hane sayısınin %22,5'ine ve toplam servetin %63,2'sine tekabül etmektedir. Mahalle-i Celile'de de 6.000 Kurus ve üzeri servete sahip hanelerin orani %11,1 ve servetlerinin toplam servete orani %43,1'dir. Her iki mahallede de servetin ikinci yogunlastigi dilim, 2.001-3.000 Kurus araligidir. Mahalle-i Kebir'de, bu dilimde yer alan 22 hanenin 57.595 Kurus ve Mahalle-i Celile'de de 13 hanenin 30.605 Kurus serveti bulunmaktadır.. Eyrek Nahiyesi'nde bulunan tüm yerlesim birimleri göz önüne alindiginda, toplam servetin %46,8 gibi büyük bir kisminin 6.000 Kurus ve üzeri servet diliminde yer aldigi görülmektedir. Bu dilimde bulunan 70 (toplam hanelerin %13,9'u) hane, toplam 801.660 Kurus servete sahiptir. Eyrek Nahiyesi'nin genelinde, mahallelerinde olduğu gibi, servetin ikinci yogunlastigi dilim, 2.0013.000 Kurus araligidir. 2.001-3.000 Kurus servet araliginda bulunan 94 hanenin 231.024 Kurus serveti mevcuttur. Bu rakamlar toplam hanelerin %18,6'sina ve toplam servetin %13,5'ine tekabül etmektedir. Serveti 1.000 Kurus'un altinda olan hanelerin sayısı 118 ve toplam servetleri 64.585 Kurus'tur. Toplam hanelerin %23,4'ü bu dilimde yer almaktadır. Ancak, bu haneler toplam servetin sadece %3,8'ine sahiptirler. Sunisa ve Eyrek nahiyelerinin geneline bakildiginda, serveti 6.000 Kurus ve üzerinde olan hanelerin toplam servetin %39,8'ine sahip olduğu görülmektedir. Diger servet dilimleri arasinda çok büyük farkliliklar bulunmamaktadır. Yalnizca 01.000 Kurus servet araliginda bulunan hanelerin sahip olduklari toplam servet tutari oldukça düsüktür. Bu dilimde yer alan 239 hane toplam servetin sadece %3,3'üne sahiptir. C. Hane Basina Düsen Ortalama Servet Erbaa Kazasi'nin, Sunisa ve Eyrek nahiyelerine ait defterlerde servetin emlak, hayvan ve temettüattan olustugu görülmektedir. Emlak degerini olusturan varliklar tarlalar, bag ve bahçeler, degirmenler, han ve hamamlar, kahvehaneler, dükkanlardan ibarettir. Hayvan degerini her türlü büyükbas ve küçükbas hayvanlar ve arilar olusturmaktadır. Temettüat ise hanelerin bir yil içinde elde ettikleri geliri ifade etmektedir. Çalismamizda servet hesaplanirken, hanelerin sahip olduklari emlak ve hayvan degerleri esas alinmistir. Hane basina düsen ortalama gelir, ortalama emlak ve ortalama hayvan degerleri Tablo 16'da gösterilmistir. Bu tabloda, hanelerin ortalama servetleri hesaplanirken yillik gelirleri hariç tutulmus; ortalama emlak ve ortalama hayvan degerlerinin toplami alinmistir. Sunisa Nahiyesi'nin merkezinde hane basina düsen ortalama emlak degeri 1.734 Kurus , ortalama hayvan degeri 1.424 Kurus'tur. Buna göre ortalama servet degeri 3.158 Kurus olarak hesaplanmistir. Nahiye merkezinde ortalama gelir degeri de 1.043 Kurus'tur. Sunisa Nahiyesi'ne bagli köylerde ortalama serveti en yüksek olan köy 6.213 Kurus ile Karsavul'dur. Bu köyü sırasıyla; 5.749 Kurus ile Andiran, 5.722 Kurus ile Tolan, 4.847 Kurus ile Türkmendami (Tavsanli), 4.777 Kurus ile Balakli köyleri takip etmektedir. Karsavul ve Tolan köyleri hane sayısı en düsük olan köylerdendir. Ortalama serveti yüksek olan bu köylerin ortak bir özelligi de hayvan degerinin emlak degerine oranla yüksek olmasidir. Karsavul'da emlak ortalamasi 1.550 Kurus, hayvan ortalamasi 4.633 Kurus; Andiran'da emlak ortalamasi 127 Kurus, hayvan ortalamasi 5.622 Kurus, Balakli'da emlak ortalamasi 415 Kurus, hayvan ortalamasi 4.362 Kurus, Türkmendami (Tavsanli)'nda emlak ortalamasi 550 Kurus, hayvan ortalamasi 4.297 Kurus'tur (Bkz. Tablo 16). Köyler arasinda ortalama serveti en düsük olan köyler 2.001 Kurus ile Karlik, 2.277 Kurus ile Bayramalani (Seyhlü), 2.370 Kurus ile Seyidli, 2.503 Kurus ile Kozluca ve 2.536 Kurus ile Durucasu'dur. Bu köylerde de Durucasu hariç hayvan ortalamasinin emlak ortalamasina oranla çok yüksek degerlerde olduğu görülmektedir. Sunisa Nahiyesi'nin merkezinde ve köylerinden Zuday, Tekelöze ve Boraboy'da emlak ortalamasi hayvan ortalamasindan daha yüksektir. Eyrek Nahiyesi'ne tabi Mahalle-i Kebir'de ortalama servet degeri 4.729 Kurus ve Mahalle-i Celile'de 3.740 Kurus'tur. Mahalle-i Kebir'de ortalama emlak degeri 3.060 Kurus, ortalama hayvan degeri 1.669 Kurus'tur. Ortalama gelir degeri de 1.786 Kurus'tur. Mahalle-i Celile'de ortalama emlak degeri 2.441 Kurus, ortalama hayvan degeri 1.299 Kurus ve ortalama gelir degeri 1.475 Kurus'tur. Ortalama servet degeri en yüksek olan köy 7.430 Kurus'la Agcaalan'dir. 4 haneden olusan bu köy Eyrek Nahiyesi'nde hane sayısı en düsük olan köydür. Bu köyde de ortalama hayvan degerinin ortalama emlak degerinin çok üzerinde olduğu görülmektedir. Emlak ortalamasi 2.363 Kurus'ken hayvan ortalamasi 5.067 Kurus'tur. Diger köylerden Kizilçubuk 4.457 Kurus, Alaaddin 3.872 Kurus ortalama servete sahiptir. Her iki köyde de hayvan ortalamasi emlak ortalamasindan yüksektir. Kizilçubuk'ta emlak ortalamasi 817 Kurus, hayvan ortalamasi 3.640 Kurus, Alaaddin'de emlak ortalamasi 1.688 Kurus ve hayvan ortalamasi 2.184 Kurus'tur. Eyrek Nahiyesi'nde ortalama servet degeri düsük olan köyler; 1.438 Kurus ile Erzenos ve 1.921 Kurus ile Agcakeçi'dir. Erzenos köyünde ortalama emlak degeri 858 Kurus, ortalama hayvan degeri 580 Kurus'tur. Agcakeçi köyünde ise ortalama emlak degeri 697 Kurus 'ken ortalama hayvan degeri 1.224 Kurus'tur. D. Servetleri En Yüksek Olan Ilk 20 Hanenin Dagilimi Erbaa'nin Sunisa ve Eyrek nahiyelerinde mukim, toplam 1.259 hane içinde en yüksek miktarda servete sahip olan ilk 20 hanenin, Sunisa Nahiyesi'nde on hane ve Eyrek Nahiyesi'nde on hane olmak üzere, bulunduklari yerlesim birimleri, hane reislerinin adı, söhreti ve sahip olduklari servet miktarlari Tablo 17'de gösterilmistir. Sunisa Nahiyesi'nde serveti en yüksek olan ilk on hanenin tümü köylerde bulunmaktadır.. Asagida bu ilk on hane içinde en fazla servet degeri olan ilk üç hanenin ayrintili dökümü verilmektedir. Karsavul Köyü'nde, Karsavuloglu Mustafa 23.699 Kurus'luk serveti ile Sunisa Nahiyesi'ndeki en yüksek servete sahip olan kisidir. Bu kisinin servetinin 18.949 Kurus'luk kismi hayvanlardan, 4.750 Kurus'luk kismi da emlaktan olusmaktadır. Diger bir ifadeyle sahip olduğu hayvanlar, servetinin %80'ine tekabül etmektedir. Hayvanları arasinda 16 çift öküzü, 7 camus öküzü, 2 sagmal camus, 4 kisir camus, 14 inek, 4 malak, 5 dana , 5 beygir, 2 tay, 4 kisrak, 2 merkep, 152 koyun ve 228 keçi bulunmaktadır.. Servetinin %20'sini olusturan emlaki ise 80 dönüm tarla ve 1 degirmenden ibarettir. Bu degerlerden, Karsavuloglu Mustafa'nin geçimini büyük oranda hayvanciliktan sagladıgi görülmektedir. Tablo 17 En Yüksek Servete Sahip Olan Hanelerin Servet Miktari ve Yerlesim Birimleri Itibariyla Dagilimi, 1840
Sunisa Nahiyesi'nde ikinci en yüksek servete sahip kisi, Tekelöze Köyü'nden Kenanoglu Mehmed'tir. Bu kisinin 23.213 Kurus'luk serveti bulunmaktadır.. Servetinin 12.500 Kurus'luk kismi emlaktan, 10.713 Kurus'luk kismi da hayvanlardan olusmaktadır. Emlaki arasinda 126 dönüm topragi, 1 değirmeni, 1 dönüm bagi, 3 dönüm bahçesi bulunmaktadır.. Hayvanları da 8 çift öküzü, 6 camus öküzü, 1 sağmal camus, 1 kısır camus, 5 inek, 1 malak, 2 beygir, 4 tay, 5 kısrak, 3 merkep, 50 koyun, 91 keçi, 2 arı kovanindan olusmaktadır. Üçüncü büyük servet, Andiran Köyü'nden Doru Köseoglu Mehmed'e aittir. Bu kisinin 20.331 Kuruş'luk servetinin tamami hayvanlardan oluşmaktadır. Hayvanları arasinda 4 çift öküzü, 7 inek, 1 dana, 1 beygir, 23 tay, 26 kisrak, 114 koyun ve 127 keçi bulunmaktadır.. Eyrek Nahiyesi'nde serveti en yüksek olan ilk on hanenin bes tanesi Eyrek'in en büyük mahallesi olan Mahalle-i Kebir'de, bir tanesi Mahalle-i Celile'de ve diger dört tanesi de köylerinde bulunmaktadır.. Eyrek'de de Sunisa Nahiyesi'nde olduğu gibi, bu ilk on hane içinden serveti en yüksek ilk üç hanenin servetlerinin dökümü asagida verilmektedir (Bkz. Tablo 17). Mahalle-i Kebir'de mukim Hanedan-i kadımden Zabtiye Memuru Hacizade Ahmed Aga 57.260 Kurus degerindeki serveti ile Sunisa ve Eyrek nahiyelerinin en varlikli kisisidir. Servetinin 33.300 Kurus'u emlak, 23.960 Kurus'u hayvandan olusmaktadır. Hacizade Ahmed Aga'nin sahip olduğu emlaklar; 300 dönüm tarla, 2 dönüm bag, 2 degirmen, 1 kahvehane ve 2 dükkandan ibarettir. Hayvan serveti de 8 camus öküzü, 4 çift camusu, 12 kisir camus, 9 sagmal inek, 3 kisir inek, 25 dana, 10 tay, 5 beygir, 30 sagmal koyun, 270 kisir koyun ve 2 katirdan meydana gelmektedir. Sunisa ve Eyrek nahiyelerinde bulunan hanelerin tümüne bakildiginda serveti en yüksek olan ikinci kisi 41.505 Kurus'luk serveti ile Mahalle-i Celile'de mukim Hanedan-i Kadım'den olan Bekir Agazade Mustafa Aga'dir. Servetinin 29.875 Kurus'luk kismi emlaktan, 11.630 Kurus'luk kismi hayvanlarından olusmaktadır. Diger bir ifadeyle emlak degeri, servetinin %72'sine, hayvan degeri ise %28'intekabül etmektedir. Emlak degerini olusturan varliklar arasinda 186 dönüm tarla, 1 degirmen, 2 han, 10 dükkan ve 1 bag bulunmaktadır.. Sahip olduğu bu emlaklar Bekir Agazade Mustafa Aga'nin bir gayrimenkul zengini olduğunu göstermektedir. Hayvanları arasinda da 4 çift öküzü, 16 camus öküzü, 4 sagmal camus, 4 inek, 2 beygir, 1 merkep, 100 koyun ve 100 keçi bulunmaktadır.. Eyrek Nahiyesi'nde üçüncü en yüksek servete sahip kisi 24.058 Kurus'luk serveti ile Alaaddin Köyü'nden Cingözoglu Ömer'dir. Bu kisinin servetini olusturan kaynaklar arasinda emlak 8.500 Kurus'la %35'lik bir paya sahiptir. Servetinin %65'lik kismi ise 15.558 Kurus degerindeki hayvanlarından olusmaktadır. Sahip olduğu emlaklar 120 dönüm tarla ve 1 dönüm bagdir. Hayvanları arasinda da 2 çift öküzü, 6 camus öküzü, 6 sagmal camus, 7 kisir camus, 3 inek, 18 malak, 7 dana, 2 beygir, 4 tay, 4 kisrak, 311 koyun, 31 keçi ve 1 adet ari kovani bulunmaktadır.. E. Gelir Dagilimi Çalismamiza konu teskil eden H. 1256/M. 1840 tarihli Sunisa ve Eyrek nahiyelerinin servet sayimini gösteren defterlerde, servet; emlak, hayvanat ve temettuat degerlerinden olusmaktadır. Ancak, bu çalismada, daha dogru ve ayrintili verilere ulasabilmek amaciyla, hanelerin servetleri hesaplanirken yillik gelirleri (temettüatlari) ayri tutulmustur. Hanelerin yillik gelirleri, tarımsal faaliyetlerden elde edilen cari gelirin yaninda, muhtarlik, imamlik, çobanlik, irgatlik ve benzeri diger hizmetlerden, vakif gelirlerinden ve sahip olduklari gayri menkullerin kira gelirlerinden olusmaktadır. Bununla birlikte Erbaa Kazasi'na tabi Sunisa ve Eyrek nahiyelerine ait ve çalismamizin temelini olusturan 1840 yilina ait servet sayimlarini kapsayan defterlerde, hane reislerinin meslekleri belirtilmemistir. Bu nedenle temettüat gelirlerinin kaynagina iliskin bilgilere ulasilamamis olmasi, çalismamiz açisindan bir eksiklik teskil etmektedir. Tablo 18 ve Tablo 19'da görülecek veriler, elimizdeki kaynaklara dayanilarak, hanelerin bir yil içinde eldeettigi ve kaynagi yukarida bahsettigimiz eksiklikten dolayi belirlenemeyen yillik gelirlerine göre hesaplanmistir. Tablo 18 ve Tablo 19'da görüldügü gibi, Sunisa ve Eyrek nahiyelerinde hanelerin büyük çogunlugu 1.000 Kurus'un altinda yillik gelir elde etmektedir. Sunisa Nahiyesi'nde toplam hanelerin %64,3'ü 1.000 Kurus'un altinda yillik gelire sahiptir. Bu dilimde bulunan 485 hanenin toplam 320.170 Kurus yillik geliri bulunmaktadır.. Bu rakam Sunisa Nahiyesi'ndeki toplam gelirin %40'ina tekabül etmektedir. Gelirin yogunlastigi ikinci dilim ise 1.000-2.000 Kurus araligidir. Bu dilimde bulunan 207 hane, toplam 302.048 Kurus gelir elde etmektedir. Diger bir ifadeyle, 1.000-2.000 Kurus gelir diliminde bulunan ve toplam hanelerin %27,5'ini kapsayan haneler, toplam gelirin %37,8'ini almaktadır. Sunisa Nahiyesi'nde 6.000 Kurus ve üzerinde yillik geliri olan haneye rastlanmamistir. Eyrek Nahiyesi de gelir dagilimi açisindan Sunisa Nahiyesi ile benzerlikler göstermektedir. Zira Eyrek Nahiyesi'nde de Sunisa'da olduğu gibi, gelir en fazla 01.000 Kurus araligindaki dilimde yogunlasmistir. Eyrek'deki hanelerin %53,5'ini olusturan, 1.000 Kurus'un altinda yillik gelire sahip 270 hane, toplam gelirin %25,6'sini, diger bir ifadeyle 178.020 Kurus'luk kismini elde etmektedir. Sunisa'daki gibi Eyrek'te de gelirin yogunlastigi ikinci dilim 1.000-2.000 Kurus araligidir. Bu dilimde bulunan 149 hane toplam hanelerin %29,5'ini olusturmaktadır. Bu hanelerin elde ettikleri yillik gelir tutari olan 227.425 Kurus, Eyrek'teki toplam gelirin %32,7'sini teskil etmektedir. Eyrek'te yilda 6.000 Kurus'un üzerinde gelir elde eden 2 hanenin yillik gelirleri toplami 25.025 Kurus'tur.
SONUÇ 1840 yılında Erbaa Kazasi'na bagli Sunisa ve Eyrek nahiyelerine tabi iki mahalle, otuz bes köy, iki çiftlik ve nahiye merkezi üzerinde yapilan bu çalisma ile 19. yüzyil ortalarinda bir Anadolu kasabasinin sosyo-ekonomik yapi özellikleri tespit edilmeye çalisilmistir. Yapilan çalisma, mevcut yerlesim birimlerinde ortaya çikan ekonomik ve sosyal özellikler hakkinda fikir vermektedir. incelediğimiz kirk yerlesim birimi, coğrafi, demografik, ekonomik ve sosyal yapilari itibariyla farkli özellikler göstermektedirler. Bu farklilasma, yerlesim birimlerinin büyüklükleri ile dogru orantili bir seyir izlemektedir. Bu, ayni zamanda, gerek servet dagiliminda, gerekse gelir dagiliminda gözüken bir durumdur. Inceledigimiz yerlesim birimleri ile ilgili 1840 yili kayitlarinda, hanelerin servetleri ve bir yillik gelirleri verilmis olmakla birlikte, gelirin kaynagi ve hane reisinin meslegi hakkinda herhangi bir kayit bulunmamasi, gelirin kaynagini ve servetin meslek gruplari itibariyla dagilimini belirlememizi engellemistir. Köylerin sahip olduğu cografi konum, üretim faaliyetleri ile ilgili sonuçlar ortaya koymaktadır. Ova içinde veya hemen yakininda olan köylerde bitkisel üretim, bag ve bahçecilik yapiliyorken daglik ve yüksek köylerde hayvancilik, daha çok da küçükbas hayvancilik yapilmaktadır. Nitekim inceleme alanimiza giren bölgedeki yerlesim birimlerinin önemli bir kismi daglik kesimde yer aldigindan, hayvan yetistiriciligi önemli bir faaliyet olarak göze çarpmaktadır. Inceledigimiz bölgedeki temel ekonomik faaliyet tarımdir. Tarım içinde hububat üretimi ve hayvancilik temel unsurlardir. Hububat üretiminde bugday ve arpa temel ürünler olarak karsimiza çikmaktadır. Bunlarin yaninda yulaf, sogan, nohut, mercimek, dari, karikli, burçak, fig, çavdar, kendir ve tütün üretimi de yapilmaktadır. Ayrica Sunisa ve Eyrek nahiyelerinde hayvan yetistiriciliginin yogun bir sekilde yapildigi ve hayvan stokunun oldukça genis olduğu göze çarpan bidiger husustur. Yetistirilen hayvanlar arasinda sayi itibariyla küçükbas hayvan miktari, büyükbas hayvan miktarindan fazla olmakla birlikte, büyükbas hayvan yetistiriciliginin de yogun bir sekilde yapildigi görülmektedir. Bölgede büyükbas hayvan olarak; camus, inek, malak, dana, küçükbas hayvan olarak; koyun ve keçi yetistirilmektedir. Ayrica katir, beygir, tay, kisrak ve merkep diger büyükbas hayvanlardir. Ayni zamanda kayda deger nispette aricilik faaliyetleri ile ugrasan haneler de mevcuttur. Elimizdeki veriler incelendiginde, yerlesim birimleri itibariyla servet dagiliminin adıl olduğunu söylemek mümkün degildir. Zira bölge genelinde 6.000 Kurus ve üzeri servete sahip olan haneler, toplam hanelerin %13'ünü olustururken toplam servetin %39,8'ine sahiptir. Bölgede, vergi yükü %13 dolaylarindadır. Bu oran, kirsal bir bölgede yasayan haneler için, kend ilerine önemli miktarda harcanabilir gelir birakan düsük bir vergileme seviyesi olarak degerlendirilebilir. Bölge genelinde, hanelerin önemli bir bölümünü topraksiz ya da az toprakli haneler olusturmaktadır. Nitekim topraksiz ve 1-25 dönüm topragi olan hanelerin toplam haneler içindeki orani %82,4'tür. Ayni zamanda bölgenin sahip olduğu toplam toprak miktarinin haneler itibariyla dagilimi esitlikten uzaktir. Dönemin özellikleri göz önünde bulunduruldugunda toprak, en önemli servettir. Toprak dagilimindaki bu esitsizlige paralel olarak gelir ve buna bagli olarak servet dagiliminda da esitsizlik olduğu söylenebilir.
Erçin, E.M. (2005). 19.Yüzyılda Erbaa Kazası’nın Sosyo Ekonomik Yapısı (Yayınlanmamış Yükseklisans Tezi) , İstanbul.
Yazının pdfsi için tıklayınız.
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
2869 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |