Kitap Okumayı Sevmek OKUMAYI SEVMEK
‘’Oku ! Yaratan Rabbinin Adı ile Oku. ‘’ Alak suresi 1. Ayet
‘’Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu!’’ Kur’an-ı Kerim Zümer Suresi, 9.ayet.
DÖRT DAKİKA İÇİN BİLE OLSA OKUYABİLMEK
Evden acele ile çıkmıştım. Koşar adımlarla metroya doğru ilerlerken, bir yandan öğrencilere vereceğim dersin plânını yapıyor, bir yandan da çiseleyen yağmurda ıslanmamaya çalışıyordum. Yürüyen merdivenlerle metro istasyonuna indim. Trenin gelmesine iki üç dakika vardı. Bu treni kaçırırsam, on dakika daha beklemem gerekecekti ve dersime geç kalacaktım. Adımlarımı sıklaştırmaya, neredeyse koşmaya başladım. Elimde çanta olmasa, belki de koşacaktım.
Metroda, benimle aynı yönde ilerleyen birisinin elindeki uzunca değnekten çıkan, “tak, tak, tak” sesleri, telâşımı ve kafamdaki düşünceleri birden unutturdu. Belli ki, onun da acelesi vardı. Sırtındaki büyükçe çantası ve elindeki değneği ile, neredeyse benim kadar hızlı adımlarla ilerliyordu. Biraz dikkatlice bakınca, bu kişinin bir bayan ve aynı zamanda ‘görme özürlü’ olduğunu anladım. Kendi kendime, “Acaba onun telâşı neden?” diye sordum. Belki de dünyayı hiç görmemişti. Özürlü hâliyle tek başına ilerlese de; tavırları ve yürüyüş şekli ona, kendisine çok güvenen bir insan görünümü veriyordu. Acaba acele bir işi mi vardı?
Bir anlık her şeyi unuttum. Sanki her şey ağır çekimdeymiş gibi hareket etmeye başladı. Onun, değneğiyle sağını solunu kontrol ederek önüne çıkabilecek engelleri anlaması, kendine yol açması, belki de yaşama azminin bir göstergesi idi. Merdivenlere yaklaştığımızı hissettim. “Acaba merdivenlerden inerken kendisine yardım etsem mi?” diye düşünürken, o merdivenlerden inmeye başladı. Sanki dünya dümdüz olmuş, karşısında hiçbir engel kalmamış gibi merdivenlerin sonuna geldi. Acaba, değneğinin ucunda onu yönlendiren bir şey mi vardı, ya da bu bayan bir şaka mı yapıyordu? Kafamdaki düşünceleri toparlamaya çalışırken, metronun durağa geldiğini fark ettim.
Merakım beni bu bayanın yanına çekti ve onunla aynı kompartımana bindim. Oturduğu koltuğa iyice yerleştikten sonra, değneğini katlayıp hızlı bir şekilde çantasının ön bölmesine koydu. Çantasının başka bir bölmesini açarak, büyükçe bir şeyi çıkarmaya çalıştı. Acaba bir walkman veya yiyecek-içecek gibi gibi bir şey mi çıkaracak diye düşünürken, kalbimden de acıma duygularının yükseldiğini hissettim. Belki de dünyayı görmeyi ne kadar çok istiyordu; ağaçlar, evler, araçlar, insanlar ve gözler... Görecek o kadar çok şey vardı ki...
O an için kendimi çok ayrıcalıklı hissettim. Göz, dünyaya açılan bir pencereydi ve ben onların kıymetini fazla bilmiyordum. Ama ne kadar çok şey ifade ettiklerini o bana anlatıyordu. Bayanın, çantasından çıkardığı kalınca, kitap türü bir şeyin gözüme ilişmesiyle bu düşüncelerimden sıyrıldım. Acaba o çıkardığı bir katalog muydu diyecektim ki, onun görme özürlü olduğu aklıma geldi. Derken sayfaları karıştırıp, parmaklarının uçlarıyla yoklayarak bir yerde durdu. Her hâlde aradığı sayfayı bulmuştu. Hemen sağ elinin işaret ve orta parmaklarını kabarık işaretler üzerinde gezdirmeye başladı.
Kitap okuyordu... Fakat o görmüyordu ki... Birkaç saniye daldım... Kitap okumak yalnızca görenlere has bir şey değil miydi? Anladım... Artık o gözleriyle değil kalbiyle, duygularıyla, ruhuyla okuyordu... Ve kendimden utandım. Aylardır çantamda taşıdığım ve üç beş sayfanın dışında pek okumadığım kitap geldi aklıma ve yıllarca hiç kitap okumayanlar.
Keşke onlar da, insanı düşündüren, hatta utandıran şu görüntüye şâhid olsalardı. Dünyada milyonlarca insan var... Ama okumak... Neden ben... Aniden kesik kesik düşüncelerimden sıyrıldım. Bir sayfayı okuyup bitirmiş ve diğer bir sayfaya geçmişti. Parmaklarını kabarık işaretler üzerinde ustaca gezdirmesinden, bu işe yatkın birisi olduğu anlaşılıyordu. Demek ki, iyi bir okuyucu idi.
Ama ne okuyabilirdi ki? Binlerce kitap, dergi ve gazetenin, görme özürlü olanlar için günlük, haftalık olarak hazırlanması belki de mümkün değildi.
Anonsun uyarısıyla, ineceğim durağa geldiğimi anladım. Daha dört dakika geçmişti ve bu kadarcık kısa bir sürede dahi kitap okumak çok önemliydi. Bana bu dersi veren görme özürlü o kadın da, kitabını çantasına koymaya ve durakta inmeye hazırlanıyordu. Az sonra tren durdu. Önce onun inmesini bekledim. Değneği ile onca insanın arasından “tak... tak... tak...” sesleriyle ilerliyordu. Arkasından birkaç saniye baktım ve sanki değnekten çıkan o tak tak’lar beynimde, “oku... oku... oku... ve şükret” diye yankılanıyordu...
Okumadan geçen bir gün, yitirilmiş bir gündür. J.P. Sartre
Okumadan tekamül etmek (gelişmek) isteyene şaşarım.
Abdullah ibni Mübarek
1995 YILINDA KİTABA KİM NE KADAR PARA VERMİŞ BİLMEK İSTİYORMUSUNUZ.
KİŞİ BAŞINA Norveç’li 137 Dolar. Alman 122 Dolar Belçika’lı 100 Dolar Avusturya’lı 100 Dolar Güney Kore’li 39 Dolar İspanya’lı 39 Dolar Dünya Ortalaması 1,3 Dolar Türkiye’li 0.45 Dolar( 45 Sent)
KİŞİ BAŞINA
Sıralamayı, Hollanda, Avustralya, Kanada, İsviçre, İtalya gibi ülkeler takip ediyor. Ne acıdır ki: Türkiye 2 sterlinle 40. sırada (Bridge Stone – İngiltere - 2009)
KİTAP OKUMAK İÇİN Türk’ün ayırdığı zamanın; 300 katını bir norveçli ayırıyor. 210 katını bir Amerika’lı ayırıyor. 87 katını bir İngiliz ayırıyor. 87 katını bir Japon ayırıyor. Dünya ortalaması bile bizim ayırdığımız zamandan 3 kat fazla..!
KİTAP OKUMAMIZDA PROBLEM VA A A AR...!
Yalnız kitap toplamakla yetinip, onları okuyup anlamadan, ‘’şu kadar kitaba sahibim’’ diye övünmek, çekmeceleri parayla doldurup kilitlemekten farklı bir şey değildir. Biruni 1986 Yılı Raporu 50 MİLYONLUK TÜRKİYE’DE BASILAN KİTAP SAYISI 9 MİLYONLUK YUNANİSTAN’DA BASILAN KADAR
1997 Yılında ALMANYA’DA SEKSENBİN KİTAP BASILIRKEN TÜRKİYE’DE BASILAN KİTAP SAYISI ALTIBİN CIVARINDA
Okulda okudukları ile yetinenler, yalnız mürebbiyeleriyle (kadın çocuk bakıcısı, eğitmen, dadı) konuşabilen çocuklara benzer. Voltaire Montesquieu (Monteskiyö) , yazılarını okutmak için verdiği bir arkadaşına şöyle demişti: - Sen şimdi bu yazıları, birkaç saat içinde okuyup bitireceksin. Fakat inan ki, bu iş, bana saçlarımı ağartacak kadar uzun ve yorucu çalışmaya maloldu.
vMEB’in bir araştırmasına göre:
2011’e 5 Kala Kütüphanelerimiz (Kütüphaneciler Derneği)
Biz kaç kitap okuyoruz? (2010)
EMNİYETLİ (!) ADAM Koca Ragıp Paşa kendi adıyla bir kütüphane kurmuş ve bütün kitaplarını vakfetmiş. Kütüphanenin bakımı ve korunması içinde bir memur tayin etmiş. Bir gün aniden ziyarete giden Paşa, kütüphaneyi tozlar içinde bulunca memura şöyle demiş: Seni tebrik ederim evladım! Doğrusu, çok emniyetli bir adammışsın. Sana teslim edilen şeylere elini bile sürmemişsin!
Kitap, cepte taşınan bir çiçek bahçesidir. Afrika Atasözü
Okuma zevkini kazanmayanın öğretimi yarıda kalmıştır.
P.Pecaut Bu baş eğme, insana altın taçtır. Şeyh Galip
Türk Toplumunun ekonomik, sosyal ve siyasi şartlarında fevkalade değişiklikler olmasına rağmen, Kitap, dergi ve gazete okumada problemlerimiz devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığının 1993 yılında yaptırdığı bir ankete göre: Gençlerin; % 61 i son bir ayda hiç kitap okumamış, %13.4 ü son bir ayda bir kitap okumuş, Ülkemizde okumaya aday Üniversite Gençleri arasında Kitap okuma oranı % 37.1 dir.
Çocuklarınızın yarın söz sahibi olmasını istiyorsanız, daha bugünden onlara iyi kitaplar hediye edin. Hz.Ali
Gençlerini kitapla beslemeyen milletlerin sonu hüsrandır.
Ovidius Bir vücut için egzersiz ne ise, zihin için de okumak odur. Joseph Addison
KAÇ KİŞİ GAZETE OKUYOR
Bin JAPON’dan 557 si Gazete okuyor Bin FİNLİ’den 445 i Gazete okuyor Bin İSVEÇ’liden 430 i Gazete okuyor Bin KOSTARİKA’lıdan 412 Gazete okuyor. Bin ARJANTİN’liden 62 si Gazete okuyor Bin TÜRK’ten 61 i Gazete okuyor. Bin ÇİN’liden 36 sı Gazete okuyor Bin UKRAYNA’lıdan 3 ü Gazete okuyor
Türkiye’de verilen bunca promosyonlara rağmen hala gazetelerin toplam tirajı istenilen seviyeye gelmiyor. Günlük Gazete tirajı Türkiye’de 3 milyon Günlük Gazete tirajı Japonya’da 68 milyon A.B.D de 63 milyon
Kitaptan daha iyi bir arkadaş yoktur. Katip Çelebi
Sadece iyi kitaplar okumakla yetinmemeli, başkalarının bizi örnek alacakları iyi bir kitap gibi olmalıyız. Geoffrey Fenton Hiçbir gemi, bizi bir kitap kadar uzaklara götüremez. SİGARA PARALARI !!!...
Kitap bulunmayan bir evde doğdum. 1953’ten beri ‘’SİGARA PARALARINI KİTABA VERDİM’’ Onlarca eser yazıp, yüzlerce konferans verdim. Çok şükür dostlarla paylaşacak kadar kütüphanem de kitaplar var. HEKİMOĞLU İSMAİL Bu gün iyi kitaplar oku, sonra zamanın olmayabilir. Charles Burney Öğrencilerine okuma arzusu aşılamayan bir öğretmen, soğuk demiri döven demirci gibidir. Horace Mann ‘’Bir dostu Carlyle’a sorar: -Bu kadar kitabı nasıl biriktirdiniz? -Carlyle’nin cevabı: -Bu kütüphane benim her günkü tütünümdür! -Ne demek istediğinizi anlamadım? -O günden beri başkalarının tütüne verdiği parayı ben kitaplara verdim.’’ CARLYLE Bir insan ne kadar çok kelime bilirse zekâsını o ölçüde kulanmış olur. Namık Kemal
Okumadan geçen üç günden sonra, konuşma tadını kaybeder.
Allah’ım! Bana kitap dolu bir evle çiçek dolu bir bahçe ver. Konfüçyüs KENDİNİZİ TEST EDİN, Elinize daha çok kitap mı, yoksa TV’nin kumandasını mı alıyorsunuz? Alış-verişler de, kitapçılara da uğruyor musunuz? Yoksa gözünüz renkli vitrinlerde mi? Kitapçılara sık sık gidiyor musunuz? Yatakta veya otururken kitap okumayı seviyor musunuz? Dostlarınıza hediye alırken, kitap almayı düşündünüz mü?
OKUMA ALIŞKANLIĞINDA ÖLÇÜLER
1- Çok okuyan okuyucu : 1 yılda 21 ve daha fazla kitap okuyan kişi. 2- Orta düzeyde okuyan okuyucu : 1 yılda 6-20 arası kitap okuyan kişi. 3- Az okuyan okuyucu : 1 yılda 1-5 arası kitap okuyan kişi. 4- Okuyucu olmayan : Hiç kitap okumayan kişi.
“Güzel bir kitabın sayfalarını çevirirken, yaşadığımı hissederim.” Çok okuyanlara örnekler
vMilli Eğitim Bakanlığının yaptırdığı bir ankete göre:
|
4064 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |