İletişim
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ide bir söz
Yunus EMRE
Yaşamak sanat, beraber yaşamak büyük sanattır.
Edward Said
İletişim, duygu ve düşünce alış-verişidir. Bir insan konuşurken kendisini nasıl etkilediğini düşünmeden, istediğini söylerse iletişim kazaları ortaya çıkar. Bunlara yol açan nedenler belirlenirse azaltılabilir.
Konusmak ihtiyaç olabilir, fakat susmak bir sanattir.
Madamme De Stael
İletişimin Öğeleri
A-Kaynak: Başkalarıyla paylaşacak bir şeye sahip olan kimsedir. Bu bir birey, insan grubu ya da bir kurum olabilir. Her iletişim sürecinin bir kaynağı bulunur.
B-İleti: Bir iletişim sürecinde iletişime esas olan haber ya da bilgi olarak tanımlanabilir. Bu hareket jest, mimik, ses, ışık, resim ,yazı, işaret gibi semboller olabilir.
C-Alıcı: Kaynaktan gelen mesajın iletici araç ve yöntemleri takip ederek ulaştığı kişidir. Bu kaynakta olduğu gibi bir birey ,bir insan grubu ya da bir kurum olabilir.
D-Kanal: İletinin alıcıya iletilmesini sağlayan araç ve yöntemlerdir. Genelde ne kadar çok duyu organı devreye girerse iletişim o derece etkin olur.
E-Geribildirim: Kaynaktan gelen mesajın alıcının gösterdiği tepkinin tekrar kaynağa ulaşması sürecidir. Eğer iletişim sürecinde geribildirim sağlanmıyorsa iletişimin tek yönlü olduğu söylenebilir.
“Tanrım, değiştirilebilen ve değişmesi gereken şeyleri değiştirme cesaret ve gücünü, değiştirilemeyecek şeyleri olduğu gibi kabul etme olgunluğunu ve ikisi arasındaki farkı anlayabilecek bilgeliği bana ver.”
TATLI DİL YILANI DELİĞİNDEN ÇIKARIR.
İLETİŞİMİN TEMELLERİ
Etkili iletişimin temelinde “farkında olma “ yatar. İyi bir iletişimci hem kendi iç dünyasını iyi tanır, hem de karşıdaki kişinin davranışlarını gerçekçi şekilde değerlendirmesini bilir.
KESKİN KILIÇ YUMUŞAK İPEĞİ KESMEZ.
Sadi Şirazi
Mesajın Anlaşılması nasıl sağlanır?
Amerika Devlet Başkanlarından Ulysses Grant her zaman odasının başında , özellikle basit düşünceli bir asker bekletirdi. Bir emir vermeden önce onu bu genç adama okurdu. Eğer o anlamışsa general emri gönderirdi. Anlamamışsa basitleştirir veya açardı.
İletişim uzmanları söylediğimiz sözlerin iletişimimizin ancak % 10 ‘unu oluşturduğunu söylüyorlar. % 30’unu çıkardığımız sesler , % 60’ınıysa vücut dilimiz meydana getiriyor. İletişim sözden ibaret değildir. İletişimde sözlü mesajlar kadar sözsüz mesajlara da dikkat etmemiz gerekir. Bir kişiyle iletişimde bulunduğumuz zaman mesajı oluşturan, yalnızca öteki kişiye göndermek için seçtiğimiz kelimeler değildir.
ÜSLUBU BEYAN AYNİYLE İNSAN.
İletişiminin olmasının ön koşulu iletişimde bulunacak bir canlı varlığın var oluşudur, çünkü iletişimin başlangıcı ve bitişi canlı varlığı gerektirir.
İnsan varlığın ilk iletişimi kendisiyle olan "kendiyle iletişimdir." Eğer iletişimde iletiyi ileten ve alan aynı kişiyse, buna insanın kendisiyle iletişimi deriz.
"Dünya'da üç çeşit insan vardır:
1. Değişime imkan yaratanlar
2. Değişimi gerçekleştirenler
3. Olanlara hayretle bakanlar
JOHN M. RICHARDSON JR.
Yaşanan dünyada nitelik ve nicelik bakımından en sık, çok ve yoğun olan iletişim insanın kendisiyle olan iletişimidir. Bu iletişim uyku dışında kesintisizdir. İnsanın kendiyle iletişimi kendi varlığını anlamasıyla başlar.
Kendini tanımak geçmişteki yaşantılarının şu anda kendini nasıl etkilediğini, gelecekle ilgili beklentilerinin şu anda davranışlarını nasıl etkilediğini ve içinde yaşadığı çevrenin konuşmayı, düşünceyi ve duyguları nasıl etkilediği üzerinde durmakla gerçekleşebilir.
Kişinin kendisiyle iletişimi çevreyle iletişiminin görevsel bir parçasıdır. Çevreyle iletişim kişinin vazgeçilmez yaşam gereğidir. Bu da kendini kişinin en başta kendi temel ihtiyaçlarını karşılaması zorunluluğuyla oluşur.
Acıkan insan yemek, üşüyen insan barınmak ve giyinmek ihtiyacıyla karşılaşır ve bunları karşılamak için çevresine döner.
"Kelimelerin gücünü bilmiyorsan insanların kuvvetini asla tahmin edemezsin...!"
İletişim Çeşitleri
Sözlü İletişim
Sözlü iletişimler dille ve dil ötesiyle iletişim olmak üzere ikiye ayrılır. İnsanların karşılıklı konuşmaları dille iletişime girer.
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ide bir söz
Yunus EMRE
Dil ötesi iletişim, sesin niteliğiyle ilgilidir; ses tonu, sesin hızı, şiddeti, hangi kelimelerin vurgulandığı, duraklamalar vb. Özellikler dil ötesi iletişime girer.
Sözsüz iletişim
İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerini değil; yüzü, eli,kolu ve bedeniyle yaptıklarını da duyar. İletişimde sözlü ve sözsüz mesajlar aynı anda kullanılır.
İletişimde Dinlemenin Önemi
Çoğumuza hep kendi sesimizi duyurmak için o kadar uğraşırız ki, iletişimin daha önemli yanının dinlemek olduğunu unuturuz.
Kafaları sadece kendi söyleyecekleriyle meşgul olduğu için bizim söylediklerimizin tek kelimesini duymayan kimselerle konuşmanın ne tatsız bir şey olduğunu tatmışızdır.
İnsan ilişkilerinde dinlemek konuşmaktan daha önemlidir. Dinlemenin temelinde karakter yatar. Olgun ve şahsi bütünlüğü olan kişi, muhatabını yargılamadan dinler.
M.Ö.480 yılında İran ve Yunan donanmaları Salamis limanında karşı karşıya gelmişlerdi. Savaştan evvel yapılan bir toplantıda Atinal’lı Temistokles, körfezin içinde savaş yapılmasını ileri sürdü. Amirale göre İran gemileri büyüktü,dar bir körfezde savaş yapamazlardı. Ancak Temistokles bu fikrini bağıra bağıra söyleyince, Baş Amiral Oribad buna kızmış ve bastonunu kaldırıp Temistokles’in üzerine yürümüştü. Temistokles başını eğmiş ve şöyle demişti:
-“Vur; fakat dinle.”
İletişimde dinlemek çok önemlidir. Konuşan kişiyi dinlememe durumunda o kişiyle iletişim kurmak olanaksızlaşır. Bir kimseye yararlı olabilmenin tek yolu vardır, o da karşınızdakini dikkatlice dinlemektir.
Etkili iletişimin sırrı, kendi paradigmalarımızı karşımızdakine empoze etmek değil, karşımızdakinin paradigmasını keşfederek onlar aracılığıyla muhatabın dünyasına bakabilmektir.
KÜLTÜRÜMÜZDE İLETİŞİM
Bir selamla selamlandığınız vakit, siz ondan daha güzeli ile selamı alın, yahut aynıyla karşılayın. Şüphesiz ki Allah her şeyin hakkını gerektiği gibi arayandır
(Nisa, 86)
"Sizden biriniz meclise geldiği zaman selam verdiği gibi, ayrılırken de selam versin. Çünkü birinci selam sonrakinden daha faziletli değildir.“
Hz. Muhammed (s.a.v.)
Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. İman etmeyince de cennete giremezsiniz. Aranızda sevgiyi artıracak bir şey söyleyeyim mi; selamı yaygınlaştırın.
Hz. Muhammed (s.a.v.)
"Söylediğinizin esiri, söylemediklerinizin hakimisiniz."
Hz. Ali
Dinleme Türleri Şunlardır:
1- Seçerek dinleme: Kendi ilgilendiği bölümü duymak.
2- Saplanmış dinleme: Her söylenenden espri veya hüzün çıkarma
3- Görünüşte dinleme: Dinliyormuş gibi görünüp, başka şeyleri düşünme.
4- Savunucu dinleme: Her söyleneni kendine yönelik bir saldırı sayma.
5- Tuzak kurucu dinleme: Dinlediği bilgilerden yararlanarak karşısındakini zor durumda bırakmak.
6- Yüzeysel dinleme: Konuşulan konunun anlamına ulaşamama, yanlış anlama.
Seninle aynı fikirde değilim ;ama bunu söyleyebilmen için elimden geleni yapacağım.
Volter
İLETİŞİMDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
1-Doğruyu söyleyin.
2-Çabucak ve doğrudan asıl noktaya gelin
3-Karşınızdakini rahatlatın. Karşınızdaki gergin iken onunla iletim kurmayın.
4-Muhatabınızın bakış açısına saygı gösterin.
"Her zaman doğruyu söyle; ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın."
5-Muhatabınızın onu dinlemeye niyetli olduğunuzu gösterin.
6-Tenkit sizi hiçbir yere götürmez. Kavga ve tenkitten uzak durun.
7-“İnsanları tanıyorum” düşüncesiyle hareket etmeyin. İlk intibalar yanıltabilir.
8-Dinleyin ve gözleyin
9-Konuştuktan sonra dinleyenin anlayıp anlamadığını belirlemek için sorular sorun.
10-Konuşan kişiye bütün dikkatinizi verin.
11-Dikkat dağıtıcı hususlara yer vermeyin.
12-Empati kurun. Haddini bildirme gibi olumsuz iletilerden böylece daha rahat vazgeçebilirsiniz.
13-Öfkeyle iletişim kurmayın.
14-Bir soruyu daima önce doğrudan cevaplayın, sonra açıklayın.
15.Zamansızlığı iletişimin bahanesi yapmayın.
16.Saçma da olsa başkalarını söylediklerinden dolayı gülünç duruma düşürmeyin.
17-Dedikodu yapmayın.
18-İnsanların gülüşüne katılın.
"Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz..."
İletişimde 10 Büyük Hata
1-Emretme
2-Tehdit
3-Öğüt verirken kibarlığı bir tara-fa bırakma
4-Muğlak dil
5-Bilgileri gizleme
6-Davranışın adını koyma
7-Yukarıdan bakan bir tavırla övme
8-Psikolog gibi davranma
9-Konudan kaçma
10-Alaycılık
İletişim-Veli
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ide bir söz
Yunus EMRE
Yaşamak sanat, beraber yaşamak büyük sanattır.
Edward Said
İletişim, duygu ve düşünce alışverişidir.
İletişim uzmanları söylediğimiz sözlerin iletişimimizin ancak % 10 ‘unu oluşturduğunu söylüyorlar. % 30’unu çıkardığımız sesler , % 60’ınıysa vücut dilimiz meydana getiriyor. İletişim sözden ibaret değildir.
Ergenlik çağındaki genci etkili bir şekilde nasıl dinlersiniz!
Gençlerin sizi dinlemesi için nasıl konuşmanız gerekir?
DİNLEME
Etkili iletişim daha iyi dinleme ile başlar. Dinleme becerilerinizi, aktif bir dinleyici haline gelerek geliştirebilirsiniz.
Aktif dinleme, konuşan kişinin ne demek istediğini ve neler hissettiğini anlamayı kapsar. Bu, daha sonra ne söyleyeceğinizi düşünmek yerine, konuşanın söylediklerine odaklaşmayla ilgilidir.
Aktif bir dinleyici olma, karşınızdakine özen ve ilgi gösterdiğinizi belirtir. Ayrıca, iletişim kurmanın önündeki engellerin giderilmesinde de yardımcı olur.
M.Ö.480 yılında İran ve Yunan donanmaları Salamis limanında karşı karşıya gelmişlerdi. Savaştan evvel yapılan bir toplantıda Atinal’lı Temistokles, körfezin içinde savaş yapılmasını ileri sürdü. Amirale göre İran gemileri büyüktü,dar bir körfezde savaş yapamazlardı. Ancak Temistokles bu fikrini bağıra bağıra söyleyince, Baş Amiral Oribad buna kızmış ve bastonunu kaldırıp Temistokles’in üzerine yürümüştü. Temistokles başını eğmiş ve şöyle demişti:
-“Vur; fakat dinle.”
Aktif bir şekilde nasıl dinlersiniz?
Dikkat etme
Dinlediğinizi göstermek için, yaptığınız işi bırakınız ve tüm dikkatinizi karşınızdakine veriniz..
Çocuğunuzu konuşmaya özendiriniz
Çocuğunuzu, duygu ve düşünceleri hakkında daha fazla konuşmaya özendiriniz. Baş sallamak, sözcükleri tekrarlamak. “evet” ya da “hı-hı” demek öğrencinizin konuşmayı sürdürmesini özendiren basit yöntemlerdir.
Ayrıca, çocuğunuzun daha ayrıntılı konuşmasında yanıtı açık bırakılmış sorular da özendirici olacaktır. Sözgelimi; “Bu konuda neler hissediyorsun” sorusu, yanıtı açık bırakılmış bir soru iken, “Sinirli misin?” sorusu yalnızca evet ya da hayır yanıtını gerektirdiğinden, yanıtı belli bir sorudur.
Söyleneni yansıtınız
Gencin söylediklerinin arkasındaki anlam ve duyguları yakalamaya çalışınız. Duyduklarınızı kısaca tekrar ediniz ve gencin neler hissedebileceğini kendi sözcüklerinizle ifade ediniz.
Konuyu doğru anlayıp anlamadığınızı kontrol ediniz
Konuyu doğru anlayıp anlamadığınızı öğrenmek için özet açıklamanızın ardından “Öğle değil mi?”; “Seni yanlış anlamadım değil mi?” gibi sorular sorunuz.
KONUŞMA
Konuşma şeklimiz, başkalarının mesajlarımızı alış ve kabul ediş biçimini etkilemektedir. Bazen verdiğimiz mesajlar açık olmamakta ya da başka gereksiz mesajlarla karışmaktadır. Bu ‘iletişim engelleri’, dinleyiciyi savunmaya ve karşı koymaya itebileceğinden, etkili konuşmanın önünde engel oluşturabilir.
Genç böyle hissettiğinde, büyük bir olasılıkla dinlemeyecek ya da davranışını değiştirmede istekli olmayacaktır. Kaçınılması gereken yaygın iletişim engelleri aşağıda belirtilenleri kapsamaktadır:
Amacından saptırma
Bu, konunun dışına çıkmak ya da mevcut konuyla ilintisi olmayan diğer sorunları gün-deme getirmektir. Sözgelimi; bir arkadaşına davetle ilgili tartışırken, gencin ev ödevi yapma alışkanlıklarını günde-me getirmek gibi.
Geçmişi gündeme getirme
Bu, geçmişteki sorunları gündeme getirmek ve onları mevcut tartışmaya dahil etmektir.
Suçlama
Bu, genci, sorunun kaynağı olmakla suçlamaktır. Sözgelimi; “Her zaman evin düzenini bozuyorsun.” gibi sözler söylemek.
Karakteri yok etme
Bu, gence adlar takmayı ya da karakterini sorgulamayı kapsamaktadır. Tembel, aptal, düşüncesiz ya da bencil bu konudaki yaygın tanımlamalardır.
Akıldan geçenleri okuma
Bu, gencin bir şeyi neden yaptığını varsaymaktır. Sözgelimi; “Bunu beni üzmek için yaptın” ya da “Bunu yapmanın yanlış olduğunu biliyorsun” gibi.
Genelleme yapma
Bu, ‘hiçbir zaman’ ve ‘her zaman’ gibi abartı ya da genelleme içeren sözcükler kullanmayı kapsamaktadır. Sözgelimi; “Hiçbir zaman çalışmıyorsun” gibi.
Etkili bir şekilde nasıl konuşulur
Daha etkili bir şekilde konuş-maya ilişkin bazı öneriler aşağıda belirtilmektedir. Bu öneriler ayrıca, sözü edilen iletişim engellerinden kaçınmanızda da yardımcı olacaktır.
"Her zaman doğruyu söyle; ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın."
Açık olunuz
Duygu ve düşüncelerinizi açık ve özlü bir şekilde ifade ediniz. Uzun açıklamalar, gereksiz nedenler göstermeler ve tartışma mesajınızı gizleyebilir ve gencin sizi anlamasını daha da zorlaştırır.
Saygılı davranınız
Gence saygı gösterdiğinizde mesajınızı duyma, anlama ve ona göre davranma olasılığı daha fazla olacaktır. Eleştirel, kaba ve sert ses tonuyla iletilen mesajlar daha az etkilidir.
Günlük etkileşimlerden en iyi şekilde yararlanınız
Gün boyunca doğal olarak yapılan konuşmalar size dinleme ve konuşma olanağı vermektedir. Bu sık sık ortaya çıkan olumlu konuşma olanakları, birbirinize daha yakın hissetmenizde size ve çocuğunuza yardımcı olabilir.
Zorlu konuşmalar için plan yapınız ve hazırlıklı olunuz
Karmaşık ve hassas konuların üstesinden gelmek zorunda kalmanız durumunda, plan yapma iletişimi geliştirebilir. Planlı konuşmalar, sorunları çözmek, bilgileri paylaşmak, sınırları belirlemek ya da sorumluluk vermek gibi belli amaçlar taşımaktadır.
Yumuşatma
Yumuşatma, söylediklerinizi daha etkili kılmanın bir başka yöntemidir. Mesajınızı yumuşatmak için, önce söyleyeceklerinizin etkisini ve daha sonra en iyi söyleme yöntemini düşününüz.
Mesajınızı yumuşatma sırasında, çocuğunuzla ilişkinize, kendi görüşünüzden ya da kısa dönemli hedefinizden daha fazla öncelik tanıyınız.
Bu konuları tartışmanızın gerekmesi durumunda, mesajınızı yumuşatmanın yararı olur. Aşağıdaki öneriler bunu gerçekleştirmenizde yardımcı olacak-tır.
Nazik olunuz
Temel görgü ve terbiye kuralları ile nezaket, yakın ilişkide ilk yok olan unsurlardan bazılarıdır. Uzun süredir tanıdığınız kişilere karşı davranışlarınızın nasıl değiştiğini düşününüz. Şu anda onlara ilk tanıştığınızdaki kadar nazik davranıyor musunuz?
Amaç, günlük ilişkilerde tüm toplumla daha önceden olduğu gibi aynı düzeyde ince ve nazik bir şekilde iletişim kurmaktır.
Olumlu şeylerle başlayınız
Tüm iletişimlerinize olum-lu bir şey ile başlayınız. Bu durumda gencin mesajınızı alma olasılığı çok daha fazladır.
Mesajın kısa ve basit olmasını sağlayınız
Mesaj ne kadar kısa olursa, sonuç o kadar olumlu olacaktır. Uzun konuşmalar ya da tartışmalar, özellikle gencin davranışını değiştirmesini istemeniz durumunda yararlı değildir.
Sorumluluk üstleniniz
‘Ben’li konuşmalar yaparak duygu ve isteklerinizin sorumluluğunu üstleniniz. Sözgelimi, “Odadan çıkarken ışığı söndürmen gerekir” yerine, “Odada kimse yokken ışık kapalı olursa çok memnun olurum” diyebilirsiniz.
Birinci ifadede ‘sen’ vurgulan-makta ve sorumluluk ve suç gence yüklenmektedir. ‘Sen’li ifadeler ayrıca, tartışmaya ya da karşı koymaya yol açabilir. Sözgelimi genç; “Işıkları neden her zaman benim söndürmem gerekiyor?” gibi bir yanıt verebilir.
Duyguları paylaşınız
Duygularınızı gençle paylaşma, bir mesajı daha kabul edilebilir kılabilir. Konuyla ilgili olarak ne kadar duyarlı olduğunuzu iletmeniz durumunda, genç mesajı daha kolay alabilir.
KÜLTÜRÜMÜZDE İLETİŞİM
Bir selamla selamlandığınız vakit, siz ondan daha güzeli ile selamı alın, yahut aynıyla karşılayın. Şüphesiz ki Allah her şeyin hakkını gerektiği gibi arayandır
(Nisa, 86)
"Sizden biriniz meclise geldiği zaman selam verdiği gibi, ayrılırken de selam versin. Çünkü birinci selam sonrakinden daha faziletli değildir.“
Hz. Muhammed (s.a.v.)
Çocuklarınızla çocuklaşınız.
Hadis-i Şerif
Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. İman etmeyince de cennete giremezsiniz. Aranızda sevgiyi artıracak bir şey söyleyeyim mi; selamı yaygınlaştırın.
Hz. Muhammed (s.a.v.)
“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.”
Prof. Dr. Özcan Köknel’e göre 4 tip genç vardır.: ”Birinci tip , içinde yaşadığı çevrenin bütün davranış kalıplarını aynen sürdürür. İkincisi çevresini değiştirip bu çevrede çeşitli iletişim araçlarıyla kendini yeniler. Üçüncüsü, kendi dünyasını kurar, bu dünya içinde hiçbir sorumluluk almaz. Dördüncüsü, devamlı kendi iç dünyası, çevresi ve toplumla evrensel ve çağdaş ilişki içinde olandır ki, bu ideal gençlik tipidir.
İdeal baba eşinin ve çocuğunun yanında elinden geldiğince çok vakit geçirmelidir. Kendi zevki için eşinin ve çocuklarının geleceğini, dolayısıyla kendi uzun süreli mutluluğunu yak-mamalıdır.
Anne ve babalar çocuklarınızın psikososyal yönden sağlıklı olabilmeleri için şu alışkanlıkları kazandırın.
1-Okuma alışkanlığı kazandırın.
2-Çocuğunuzu sanat zevkiyle yetiştirin.
3-Bir sporla ilgilenmesini sağlayın.
4-Çocuğunuza vermeyi ve paylaşmayı öğretin.
5-Çocuğunuza kendi toplumunuzun kültürel değerlerini de verin.
6-Çocuğunuzun eğitimiyle yakından ilgilenin.
Öğrenmenin de maliyeti var
Önceden öğrenen indirimli fiyattan öğrenir.
Otoriteden öğrenen özgürlük bedeliyle öğrenir
Deneyerek öğrenen etiket fiyatından öğrenir
Hayattan öğrenen gecikme zammıyla öğrenir
Hayattan da öğrenemeyen boşa gitmiş hayatıyla öğrenir.
Arthur Miller
İletişim Uygulamaları
---Bunun yerine...
- Baba: Banyoda işin bittikten sonra ışığı söndürmeni sana kaç kere söylemek zorundayım!!!
---Durumu anlatın...
- Baba: Banyodaki ışık açık kalmış.
---Bunun yerine...
- Anne: Şu köpeği hala dışarı çıkarmadın. Bir köpeğin olmasını hak etmiyorsun!!!
---Durumu anlatın...
- Anne: Fatoş, köpeğin kapının dibinde bir aşağı bir yukarı yürüyüp duruyor.
İnsanlar size nerede hatalı olduğunuzu söylerken, gerekeni yapmak zordur. Yetişkinlerin sorunu dile getirip, açıklık kazandırmaları, çocukların o anda yapmaları gerekeni, kendi kendilerine bulmalarına yardımcı olacak bir ortam hazırlar.
---Bunun yerine...
- Baba: Eğer seni bir daha duvarlara yazı yazarken yakalarsam, sopayı yiyeceksin!!!
---Bilgi verin...
- Baba: Duvarlara yazı yazılmaz. Yazmak için kağıt kullanabilirsin.
---Bunun yerine...
- Anne: Ev işlerine birazcık yardımcı olmak hiç aklına gelmez değil mi?
---Bilgi verin...
- Anne: Şimdi aksam yemeği için sofra kurulmuş olsaydı, gerçekten çok iyi olurdu.
Bilgi verilmesini kabullenmek, suçlamaya katlanmak-tan daha kolaydır. Çocuklar, olan biten hakkında bilgilendirildikleri zaman, çoğunlukla yapılması gerekeni anlarlar.
---Bunun yerine...
- Anne: Deminden beri size pijamalarınızı giymenizi söylüyorum. Oysa sizin yaptığınız tek sey,etrafı dağıtmak. TV izlemeye başlama-dan pijamaların giyileceği konusun-da anlaşmıştık. Fakat ben buna yönelik davranışta bulunan birilerini göremiyorum...
---Bir sözcükle özetleyin...
- Anne: Çocuklar...PIJAMALARRR!!!!
Ayrıntılardan arındırılmış mesajlar, çocuğun sorunun çözümüne yönelik davranmasını hızlandırır.
---Bunun yerine...
- Anne (okuldan yeni gelen çocuğuna): Öğretmen kompozisyonunu nasıl buldu? Matematik yazılısından kaç aldın? Bugün hangi derslere çalışman gerek? Oynamaya çıkacak mısın? Hırkan neden kirlendi? Düştün mü yoksa?....
---Çok fazla soru sormayın...
- Anne (okuldan yeni gelen çocuğuna): Selam tatlım. Seni gördüğüme sevindim.
Çok fazla soru, kişinin özel yaşamına fazlasıyla karışılı-yormuş hissine kapılmasına neden olabilir. Çocuklar, konuşmak istedikleri zaman onu dinleyecek birinin olduğu güvenini duymak isterler, konuşmaya zorlanmak değil!
SINIF İÇİ İLETİŞİM
“Bir neslin kaderini önceki nesil tayin eder.”
Konfüçyüs
Toplumlar ,gelecekleri ve gençleri ile ilgilenmezlerse üzüntü ve yıkılışları yakındır.
Konfüçyüs
Eğitim sisteminde iyi bir eğitimci olabilmek için iletişim sürecini iyi bilmek önemlidir. Öğretme-öğrenme sürecinde de bir eğiticinin bir konuyu etkili bir şekilde öğretebilmesi için öğrencileriyle sağlıklı bir iletişim kurması gerekir.
Sınıf içi iletişim, tanışma ile başlar. Öğretmen öncelikle kendini tanıtmalı ve öğrencileri ile birlikte olmaktan mutlu olduğunu belirtmelidir.
Tanışma, öğretmen için hem öğrenciler hakkında bilgi almak, hem de sınıf iklimini yumuşatmak için iyi bir fırsattır.
Öğrenciler açısından ise, insan olarak önemsenmesinin ve özgüven geliştirmenin en iyi fırsatlarından biridir.
"Dünya'daki insanların yarısı, söyleyecek kıymetli fikirleri olup konuşmayı beceremeyen, diğer yarısı da söyleyecek şeyleri olmamasına rağmen her zaman kendi kendini tekrarlayanlardan oluşur."
n ROBERT FROST
Bir çok işlevi olan okulun bunları yerine getirebilmesi; öğrencinin gereksinimlerini karşılayacak ve okulun amaçlarını gerçekleştirecek bir fiziksel yapıya, nitelikli öğretmenlere, nitelikli yöneticilere, okul-veli iletişimine ve bunların birlikteliğinin sonunda oluşacak olumlu atmosfere bağlıdır.
Buradan da anlaşılacağı gibi, etkili bir eğitim için, uygun bir sınıf ortamı, verimli öğretmen-öğrenci iletişimi ve karşılıklı belirlenen sınıf kuralları ile oluşturulmuş bir düzen gerekmektedir.
Sınıf, eğitim-öğretim etkinliklerinin gerçekleştiği bir alandır. Yıllık öğrenim süresinin büyük bir bölümü sınıfta geçer. Sınıf öğrencilerle yüz yüze olunan bir yerdir. Öyle ki eğitimin asıl hedefi olan davranış yaratılması burada gerçekleşir.
Sınıfın içinde öğretmen, öğrenci, program ve kaynaklar yer almaktadır. Bu yüzden eğitim yönetiminin kalitesi sınıf yönetiminin kalitesine bağlıdır demek çok doğrudur.
Lemlech’e göre sınıf yönetimi, sınıf yaşamının bir orkestra gibi yönetilmesidir . Buradan da anlaşıldığı gibi sınıf yönetimine gerçekten çok değer verilmelidir. Çünkü sınıftaki kaynakların, insanların ve tabii ki zamanın yönetilmesi dikkat ve önem isteyen bir durumdur.
Sınıf yönetiminin diğer bir tanımı da Doyle tarafından şöyle yapılmıştır: «İçinde öğrenmenin gerçekleştiği bir çevrenin oluşturulabilmesi için gerekli imkân ve süreçlerin, öğrenme düzeninin, ortamının, kurallarının sağlanması, sürdürülmesine sınıf yönetimi denir.»
Tanımlarda da görüldüğü gibi sınıf yönetimi etkinliklerinin önemli bir boyutunu sınıf ortamı oluşturmaktadır.
Sınıftaki öğrencilerin kişilik özellikleri, okula ve derslere yönelik tutumları, ders çalışma ve dinleme alışkanlıkları, ailelerinden getirdikleri kültürel birikim, öğrenciler arasındaki ilişkiler, sınıfın fiziksel koşulları ve öğretmen-öğrenci etkileşimi bir bütün olarak sınıf ortamını oluşturur.
Sınıf ortamı hem öğretmenin sınıf içi davranışlarını hem de öğrencilerin akademik başarılarını ve okulla ilgili duyuşsal özelliklerini etkiler. Sınıf içi yaşam toplumsal çevrenin sosyo-kültürel öğeleri tarafından etkilenen ve bir ölçüde onları etkileyen süreçler toplamıdır.
Öğretimin etkili olabilmesi için sınıfta çoklu ortamın oluşturulması hem öğretmen-öğrenci etkileşimi hem de iletişim açısından önemli görülmektedir. Bu nedenle öğretim hizmetle-rinde hem göze hem de kulağa hitap eden teknolojik araçlar kullanılması önemli olmaktadır.
Öğrenmenin de maliyeti var
Önceden öğrenen indirimli fiyattan öğrenir.
Otoriteden öğrenen özgürlük bedeliyle öğrenir
Deneyerek öğrenen etiket fiyatından öğrenir
Hayattan öğrenen gecikme zammıyla öğrenir
Hayattan da öğrenemeyen boşa gitmiş hayatıyla öğrenir.
Arthur Miller
Gençlerin yetişmesine önem veriniz. Çünkü bu yolda en küçük ihmal, ülkenin yapısını ve istikbalini etkiler. Aristo
SINIF İÇİ İLETİŞİMDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR
1-Öğretmen konuşma yeteneğini geliştirmeli
2-Ders iyi bir şekilde planlamalı
3-Öğrenci ihtiyaçları, yetenek ve ilgileri değerlendirmeli
4-Öğrencilerin ilgisini dağıtan durumları ortadan kaldırmalı
5-Öğrencilerin dikkatle dinlemeleri için birden fazla duyu organına hitap eden araç ve gereçler kullanmalı, düz anlatımdan ya da aşırı dolambaçlı yollardan kaçınmalı
6-Zor ve çok teknik olan öğretim araçları kullanmamalı
Eğer bir insanı akıl yönünden eğitip te ahlak yönünden eğitmiyorsanız, toplumun başına yalnız bir bela yetiştiriyorsunuz demektir.
Teodor Roosvelt
İnsan ilişkileri açısından,
1-Öğrencinin yansıttığı kişilik kabul edilmeli,
2-Öğrenciye seçme hakkı verilmeli,
3-Öğrenciler sınıfta utandırılmamalı
4-Öğrenci övülmeli ve onaylanmalı
5-Öğrencilere, size ve arkadaşlarına yardım etme fırsatı verilmeli
6-Öğrenciler iyi dinlenmeli
7-Sınıf içi iletişimim ilki ve belki de en önemlisi öğrencilerinizin isimleri öğrenilmeli.
İYİ SONUÇ ALMAK İSTEYEN ÖĞRETMENİN 10 ÖZELLİĞİ
1-Mesleğini sevmeli
2-Zorluklara katlanmalı
3-Alçakgönüllü
4-Sabırlı ve hoşgörülü olmalı
5-Saygı görmenin, saygı göstermenin bir sonucu olduğunu görmeli
6-Otoriteyi bozacak kadar gevşek, öğrencilerin kendilerini ifade etmelerini engelleyecek kadar sert olmamalı
7-Öğrencilere kibar davranmalı
8-Öğrencilerin problemleriyle ilgilenmeli, kendi gayretiyle çöze-bileceklerini çözmeli
9-Üstesinden gelemeyeceği problemlerde onlara psikolojik destek sağlamalı
10-Öğrencilerin gizli kalması gereken ikili sırlarını saklamalı
İyi bir öğretmen, kendisini yavaş yavaş gereksiz yapabilen biridir.
Thomas J. Carruthers
Hazırlayan
Arif Özbeyli