DOĞU AFRİKA’DA TÜRKLER DOĞU AFRİKA’DA TÜRKLER Kanunî Sultan Süleyman zamanında Özdemir Paşa ve oğlu Özdemiroğlu Osman Paşa, Doğu Afrika’da Eritre’yi, Somali’yi, Habeşistan’ın büyük bir bölümünü Osmanlı Türk imparatorluğuna katmışlardı. Bu suretle Kuzey, Batı ve Orta Afrika’dan sonra Doğu Afrika’nın da en büyük ülkeleri ya doğrudan doğruya devlete ilhak edilmiş veya tâbiyet yoluyla İstanbul’a bağlanmıştı. Afrika kıt’asının geri kalan ülkeleri zaten henüz meçhuldü. Kanunî’den sonra Osmanh Türkleri, Doğu Afrika’da daha da güneye inmek için birkaç tecrübe yaptılar. Bilhassa XVI. asrın sonlarına doğru Ali Bey adında bir Türk amiralinin III. Sultan Murad zamanındaki teşebbüsleri, coğrafya ve keşifler tarihi bakımından çok ilgi çekicidir. Sâlih Paşa’nın Büyük Sahrâ, Özdemir Paşa ile oğlu Osman Paşa’nın Sudan ve Somali keşif seferlerinden sonra Ali Bey’in Doğu Afrika kıyılarını dolaşması, Afrika kıt’asının medenî dünya tarafından biraz daha iyi tanınmasını mümkün kılmıştır. Ali Bey’in seferleri hakkında Türk kaynaklarında fazla bir şey yoktur. Bu seferler hakkındaki bilgilerimizi, daha çok o çağda yazılmış Portekiz kaynaklarından ediniyoruz. Ali Bey, Yemen eyaletinin vilâyetlerinden birinin sancak beyiydi, ilk ününü, Ummân’ın Maskat limanım fethederek yaptı. Maskat’ı vaktiyle Pîrî Reis almış, fakat sonradan Portekizliler ele geçirmişlerdi. Bundan sonra Ali Bey, 1584 yılında Aden limanından hareket etti. Aden Körfezi’nden Hint Okyanusu’na çıktı, Güneydoğuya doğru yol alıyordu. Somali kıyılarım baştan başa geçti. Ekvator çizgisini güneye doğru aştı. Kenya kıyılarını takip ederek güneye doğru indi. Mombasa’mn 100 kilometre kuzeyinde Malindi limanına demir attı. Burada Zencilerle beraber bir miktar da Arap ve Arap-Zenci melezi yaşıyordu. Bunlar, Türk denizcilerini sevinçle karşıladılar. Bilhassa Araplar, gönüllü olarak Türk hizmetine girdiler. Böylece oldukça önemli bir kuvvete sahip olan Ali Bey, hemen bütün Kenya kıyılarında egemenlik kurdu. Kuzeyde Larnu adası, güneyde Mombasa limanı, Türklerin eline geçti. Ali Bey, Aden’e döndü. Bıraktığı memurlar, Kenya kıyılarında Türk idaresini devam ettirdiler. 1584 seferinin başarısı üzerine Yemen Beylerbeyisi, 5 yıl sonra, 1589 başında Ali Bey’i teşebbüsünü genişletmek üzere tekrar Doğu Afrika’ya gönderdi. 4 kadırga ve birçok küçük savaş ve taşıt gemisiyle Ali Bey, gene Kenya’ya geldi. İngiliz tarihçisi Dames: “bu sırada Osmanlı hükümeti Hind Okyanusu’na daha büyük bir filo gönderebilseydi, bütün Doğu Afrika, Afrika’nın diğer ülkeleri gibi yüzyıllarca Türklerin olurdu” demektedir. Bu sıralarda Ramazan Paşa’nın bir tek meydan muharebesiyle siyasî varlığına son verdiği Portekiz devleti, İspanya’ya katılmıştı. Doğu Afrika halkının çoğu da Türkleri iyi karşılıyorlardı. Ancak İstanbul hükümeti, bu uzak ve kısır topraklara en küçük bir ilgi göstermiyordu. Portekizlilerce birçok defalar vuruşan Ali Bey, Mombasa’ya geldi Türk amiralinin başarısından ürken Portekiz Kral Naibi, İspanya Kralından aldığı emir üzerine, kardeşi Don Thome de Souza Countinho’yu bir filo ile Ali Bey’in üzerine gönderdi. 5 mart 1589’da Portekiz donanması, Mombasa’ya girdi. Baskına uğrayan Türk filosu yakıldı. Mombasa, Türklerden alındı. Ali Bey esir edildi ve Lizbon’a götürüldü. Türk levendleri, güneybatıya, Tanganyika içerilerine kaçtılar. Fakat Güneydoğu Afrika’yı harabeye çeviren Bantu ırkından Zimbasların eline düştüler. Yam-yam olan Zimbasılar, Türk levendlerini kızartıp yediler. Osmanlı Türklerinin hâkimiyeti, XVI. asır içinde Kenya kıyılarından çok daha güneye de indi. Tanganyika ve Mozambik kıyılarını ellerinde tutan Arap Şîrâzî devleti, birçok defalar Yavuz’a, Kanunî’ye III. Murad’a tâbiiyetini arzetti. Bu suretle Doğu Afrika’da Türk hâkimiyeti, ekvatorun 20-25 derece güneyine kadar inmiş oldu.
Kaynak: Yılmaz Öztuna, Türk Tarihinden Yapraklar, MEB, İstanbul, 1989. S. 202-204 |
2355 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |