• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
    • Görsel Destekli Tarih Videoları Sesli Tarih Menüsünde
    • Özgün Tarih Materyalleri
    • Tarihi Fıkralar
    • Tarih Yazılısından İnciler
    • Tübitak Tarih Proje Örnekleri
    • Sınavlar Bölümünde Bilgilerinizi Test Edebilirsiniz
    • Peygamberimizin Hayatı ve Örnek Ahlakı
    • KPSS Sunuları Yenileniyor
    • Bulmacalarla Tarih Öğreniyorum
    • Tarih Sunuları için tıklayınız.
    • En güncel tarih sunuları burada.
ANTOINE LAURENT LAVOSIER (1743-1794)

ANTOINE LAURENT LAVOSIER

(1743-1794)

Büyük Fransız bilim adamı Antoine Laurent Lavosier kimyanın gelişmesinde en önemli kişidir. Paris'te doğduğu yılda, 1743'te; kimya bilimi, fizik, matematik ve astronominin çok gerisinde kalmıştı. Kimyacılar tarafından ortaya çıkarılmış olan tek tek birçok bulgu vardı ama bu dağınık bilgileri bir araya toplayabilecek uygun bir teorik çerçeve yoktu. O zamanlarda, hava ve suyun doğadaki temel maddeler olduklarına dair yanlış bir inanış vardı. Daha da beteri, ateşin mahiyeti tamamen yanlış bilinmekteydi. Bütün yama maddelerin içinde "flojeston" diye adlandırılan bir hipotetik madde olduğuna ve yama maddenin yanma sırasında "flojeston"u havaya saldığına inanılırdı.

1754-1774 yılları arasında; Joseph Black, Joseph Priestley, Henry Cavendish ve diğer yetenekli kimyacılar oksijen, hidrojen, azot ve karbon dioksit gibi önemli gazları ayrıştırmışlardı. Bununla birlikte, "fiojeston" teorisini kabul etmiş oldukları için buldukları bu kimyasal maddelerin mahiyet ve önemini anlamakta oldukça zorlanıyorlardı. Örneğin oksijen "flojestonsuz bava", yani ftojestonu uzaklaştırılmış hava olarak nitelendiriliyordu. Bir odun parçasının, oksijenin bulunduğu ortamda normal havadakine göte daha iyi yandığı biliniyor ama bunun flojestonsuz havanın yanan odunun saldığı flojestonu daha rahat soğurabilmesinden kaynaklandığı sanılıyordu.) Temel ilkeleri doğru olarak anlaşılmadan kimyada gerçek bir gelişme kaydedilemediği aşikardır.

Yap-bozun parçalarım bir araya doğru olarak getiren ve kimyanın teorisini doğru yola koyan Lavosier' di. "öncelikle" dedi, "flojeston teorisi tamamen yanlıştır. Böyle Kir madde yoktur. Yanma olayı yanan maddenin oksijenle karışmasından ibarettir. İkinci olarak, su hiç de temel bir madde değildir; oksijen ve hidrojenin bileşimidir. Hava da temel bir madde değildir, esas olarak, iki gazın, oksijen ve azotun karışımıdır." Bu ifadelerin hepsi bugün oldukça açık görünüyor. Ancak, Lavoisier' den öncekilere ve O'nun çağdaşlarına hiç de o kadar açık görünmüyordu, Lavosier kuramlarını formüle edip kanıtlarım sunduktan sonra bile, belli başlı bir çök kimyacı fikirlerini kabul etmediler. Fakat Lavosier'in mükemmel el kitabı, "Kimyanın Elementleri" (1789) hipotezlerim o kadar net bir şekilde ortaya koydu ve lehlerindeki kanıtlan o kadar güzel sıraladı ki, genç kuşak kimyacılar kolayca ikna oldular.

Su ve havanın temel maddeler olmadığını gösterdikten sonra Lavosier, temel olduğuna inandığı maddelerin -yani elementlerin-bir listesine kitabında yer verdi. Bu listede birkaç hata bulunmakla birlikte, kimyasal elementlerin günümüzdeki listesi temelde Lavosier'in tablosunun genişletilmiş halidir.

Lavosier; Bertholett, Fourcroi ve Guyton de Morveau ile birlikte iyi düzenlenmiş ilk kimyasal isimlendirme sistemini kurdu. Bu kullanılmakta olan sistemin temelini oluşturan Lavosier sistemi her kimyasal bileşik kendi ismiyle anılmaktadır. Tek isimlendirme sisteminin benimsenmesi, dünya üzerindeki kimyacıların buluş birbirlerine anlaşılır şekilde aktarmalarını mümkün kıldı.

Lavosier kimyasal tepkimelerde "maddenin sakinimi" ilkesini net olarak ortaya koyan ilk kişiydi. Bir kimyasal tepkime, tepkimeye giren bileşenlerde başlangıçta var olan elementleri yeni bir düzene sokabilir ama maddenin yok olmasına sebep olmaz. Tepkime sonucu ortaya çıkan nihai ürünlerin toplam ağırlığı, tepkimeye giren bileşenlerin toplam ağırlığıyla aynıdır. Lavosier'nin bir tepkimedeki bileşenlerin dikkatle tartılmasının önemi üzerindeki ısrarı, kimyayı bir "mutlak ilim" haline dönüştürmeye çok yardıma oldu ve kimyada daha sonra kaydedilen gelişmelerin birçoğunun yolunu açtı.

Lavosier jeoloji konusuna da küçük de olsa bazı katkılarda bulundu. Fizyolojiye ise oldukça önemli bir katkısı vardır. Laplace ile birlikte yaptıkları özenli deneyler sonucu, solunum sürecinin fizyolojisinin temelde bir yavaş yanma olayına eşdeğer olduğunu ortaya çıkardı. Bir başka deyişle, insanoğlu ve diğer hayvan türleri enerjilerini, organik maddeleri soluduktan havada bulunan oksijeni kullanarak yakmak suretiyle elde ederler. Sadece bu buluş bile -ki Harvey'nin kan dolaşımım keşfiyle belki de aynı önemi taşır. Lavosier'ye bu listede bir yer edindirmek için yeter de artar bile. Bununla birlikte Lavosier esas olarak, kimya kuramım formüle ederek kimya bilimini doğru yola yönlendirdiği için önemlidir. Genelde "kimyanın babası" olarak anılır ve bu sanı fazlasıyla hak eder.

Bu listede bulunan oldukça fazla sayıda insan gibi Lavosier de gençliğinde hukuk okumuştur. Hukukçu olarak Fransız barosunda çalışma izni bulunmasına rağmen bu mesleği hiçbir zaman icra etmemiştir. Ama yönetici konumunda ve bürokratik görevlerde bulunmuştur. Fransız Kraliyet Bilim Akademisinde çalışmıştır. Vergi toplanmasıyla ilgili bir kuruluş olan "Ferme generalin de üyesidir. Bunların sonucunda 1789'da Fransız İhtilali sonrasında, devrim hükümeti O'ndan şüphelenmiştir. En sonunda "Ferme generale"nin yirmi yedi üyesiyle birlikte tutuklanmıştır. Devrimin adaleti pek adil olmamakla birlikte kesinlikle çok hızlıydı. Bir gün içinde (8 Mayıs 1794) yirmi sekiz kişinin hepsi yargılandı, mahkum edildi ve giyotine gönderildi. Lavosier'in çalışmaları araştırmalarında O'na yardım etmiş çok akıllı bir kadın olan karısı tarafından sürdürüldü.

Mahkeme sırasında, Lavosier'nin ülkesine ve bilime yapmış olduğu sayısız hizmet anlatılarak bir kurtarma girişiminde bulunulmuştu. Yargıç ricayı küstah bir cevapla reddetti: "Cumhuriyetin dahilere ihtiyacı yoktur." Gerçeğe daha yakın bir görüş çalışma arkadaşı, büyük matematikçi Lagrange'a aittir: "O kafayı gövdesinden ayırmak anlık bir işti, bir benzerinin gelmesi için ise yüz yıl bile yetmeyebilir."

 

Kaynak: Michael H. Hart, Dünya Tarihine Yön Veren En Etkin 100, Neden Kitap Yayıncılık, İstanbul, 2008, S. 109-112

Yazının pdfsi için tıklayınız.

  
1671 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi65
Bugün Toplam637
Toplam Ziyaret1118879
Saat