• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
    • Görsel Destekli Tarih Videoları Sesli Tarih Menüsünde
    • Özgün Tarih Materyalleri
    • Tarihi Fıkralar
    • Tarih Yazılısından İnciler
    • Tübitak Tarih Proje Örnekleri
    • Sınavlar Bölümünde Bilgilerinizi Test Edebilirsiniz
    • Peygamberimizin Hayatı ve Örnek Ahlakı
    • KPSS Sunuları Yenileniyor
    • Bulmacalarla Tarih Öğreniyorum
    • Tarih Sunuları için tıklayınız.
    • En güncel tarih sunuları burada.
Silahtar Ömer Paşa Camii- Fidi (Akça) Köyü



Silahtar Ömer Paşa Camii- Fidi (Akça) Köyü

Arif Özbeyli[1]

 

     Silahtar Ömer Paşa Camii duvarları, minaresi kargir, tavan kısmı ile son cemaat yeri ahşap bir eserdir. Namaz salonu 11.4 X 13.80 boyundadır. Dört cihete açılmış altta on büyük ve dört köşe, üstte müteaddit küçük tepe penceresinden ışık alır. Camiinin ve yanındaki mahalle mektebinin duvarları bir sıra yontulmuş taş, bir sıra tuğla ile yapılmıştır. Tavanında kalemkârı tezyinat vardır. Caminin içine asılmış bir levhada yazılar vardır. Mihrap yanlarına konmuş iki bakır şamdanın kaide kısımlarına da vakfiye yazılmıştır. Türkçesi "bu şamdan Fidi köyündeki Camii Şerife Ömer Paşa -iki cihanda muradı hasıl olsun- tarafından 1000 yılında vakfolundu" demektedir. Halkın rivayetine göre, köydeki Ömer Paşa Camii yapılırken, Fidi’nin 4 km doğusundaki Fenariye’den, inşaatında kullanılmak üzere birçok gayri islamî taşlar ile bir de üstüvani kitabe getirilmiştir.[2]

    Silahtar Ömer Paşa Camiinin Kitabesi bulunmamaktadır. Ancak Y. Erdemir Camii inceleme sırasında bulduğu iki şamdanın üzerinde "Ömer Paşa'nın Allah'ın adıyla her dileği olsun" diye bu şamdanları Fidi Köyü'ndeki Camii Şerife 1688 yılında vakfettiğinin yazılı olduğunu belirtir.

   Kitabesi olmayan camiyi yaptıran Silahtar Ömer Paşa’nın vakıf bırakmadan 1707 yılında öldüğünü biliyoruz. Tamir ve bakım için 1707 yılında vakıf istenmiş olması ver süslemelerin üslubu camiyi, XVII. yüzyıl sonuna tarihlendirmeye imkân vermektedir.[3]

 

Silahtar Ömer Camiinin Plan ve Mimari Özelliği[4]

 

    Camii dıştan duvarları moloz taşla örgülü alçak bir avlu duvarıyla çevrilidir. Avluya asıl giriş kuzeyden olup batı yönünde de bir kapısı vardır. Yapıyı doğu, batı ve güney yönlerinden ahşap direklerin taşıdığı sivri kemerlerle birbirine bağlanan ahşap bir revak çevreler. Caminin duvarları üç sıra tuğla bir sıra kesme taşla örülü olup üzeri ahşap tavan ve kiremit çatıyla örtülüdür. Yapıyı yirmi iki pencere aydınlatır, alt sıra pencereler dikdörtgen olup üst sıradakiler yuvarlak kemerlidir. Kısa minaresi kuzeybatı köşesindedir. Mihrabı alçı, minberi ise ahşaptır.

     Kalem işi bezemelerin teknik ve desen özelliği: Dıştan zarif görünümlü yapıda üç tarafı çevreleyen ahşap revağı o sivri kemerlerinin üçgen köşelikleri iç ve dış taraftan kalem işi bezemelidir. Köşeliklerdeki rumili desenin yapının son onarımda yenilendiği izlenir. 1986 yılında Y. Erdemir'in makalesinde yayınlanan resimde rumi şekillerinin çevresinde tahrir (kontur) yoktur ve sivri kemerlerin üçgen bölümlerinin çevresi mavi renkle boyalıdır. Ayrıca Y. Erdemir revağın yan cephelerinin dış yüzeylerinde kalem işi bezemeler olmadığını belirtir.

   Y. Erdemir, camii harimine giriş kapısının bölümlere ayrılmış yüzeylerinden birinde  bezeme olduğunu yazar. Ancak onarımla yeni görünümü kazandırılmış kapının üzerinde herhangi bir bezeme yoktur.

    Camiinin görkemli kalem işi bezemeleri harimi örten ahşap tavanda mihrap önündeki göbek ile ortada dört direğin taşıdığı bursa kemerli bölümün köşeliklerinin yan yüzeylerinde, ana ve ara kirişlerin yüzeylerinde desteklerin (konsol) yan yüzeyleri ve aralarında, tavanı çevreleyen kenar suyunda uygulanmıştır. Minber köşkünde de kalem işi bezemeler vardır.

     Ortadaki dört direği birbirine bağlayan bursa kemeri şeklinin yüzeyi yeşil renkle boyalı burmalı enli çıtalarla kaplıdır. Köşeliklerle ara bağlantı arasında görüntüyü yek düzelikten kurtarmak için üzerleri altın(varak) kaplı enine kum saati şekilleri kullanılmış. Yan yüzeyleri ise sade rumilerden oluşan bir düzenleme ile bezelidir. Tahrirli rumiler dış revağın bezemeleri ile aynı özelliği taşır. Bu bölümü üç sıra üzerleri meyilli çıtalar sınırlar. İlk çıta yeşil boyalı, ikinci sıradaki oldukça dar olup üzerinde serbest fırça çalışması ile yapılmış kurdele şeklini anımsatan bezemeler vardır. Üçüncü sıradaki çıta ise daha geniş olup üzeri kırmızı ve beyaz renklerle yine serbest fırça çalışması tarzıyla yapılmış kurdele kıvrımları şeklinde bezelidir. Ana kirişin üzeri altta bir sıra palmet dizisi, onu dallar üzerinde lalelerin, karanfillerin ve kır çiçeklerinin sıralandığı kenar suyu izler. Kırmızı, beyaz, sarı ve mavi çiçekler zıt renklerle tahrirlidir. Bu bölümü bütün tavanı da çevreleyen koyu renk zemin üzerine yine zıt renklerle tahrirli S şeklinde uzanan dallardaki laleler, karanfiller, nar çiçekleri ve kır çiçeklerinin bulunduğu kenar suyu çevreler.

     Dört direğin taşıdığı orta bölümün iç tarafındaki köşe üçgenlerini iki sıra ince üzeri kurdele desenli meyilli çıtalar yanlarda ve üstte sınırlar. Üstte üzeri rumiyi andırr deseni olan uçları sivri daha geniş bir çıta uzanır. Bu bezemeleri tüm tavanı çevreleyen kenar suyu çevreler. Kenar suyunu altı sıra kurdele desenli meyilli çıtalar izler. Çıtaların ardından camiye daha etkin ve

Ferah görünüm kazandıran dört tarafı çevreleyen destekler (konsol) sıralanır. Üzerleri şekilli desteklerin ön kısımlarında ayırma rumilerle oluşan palmet şekilleri bezer. Yan kısımlarında ise lalelerin de bulunduğu bir desen yer alır. Desteklerin aralarını merkezdeki pençden uzanan dallar üzerinde köşelerde laleler aralarda karanfiller ve kır çiçeklerinden oluşan bir desen dolgular. Bu bölümü üzerinde zencerek deseni olan ince bir çıta izler. İçe doğru çiçeklerle bezeli bir kenar suyu ile üzerleri aralıklarla beyaz, turuncu yeşil renklerle boyalı beş sıra meyilli dar çıtalarla kirişleme bölümüne geçilir.

   Kirişlerin aralarında ve yan taraflarında turuncu ve siyah renklerle palmet lotus dizisi sıralanır. Kirişlerin baş taraflarında üzerleri çiçeklerle bezeli uç kısımları püsküllü sayvanlar vardır. Kirişler S şeklinde uzanan dallar üzerinde lale, karanfil ve kır çiçeklerinin ardışık olarak sıralandığı desen ile bezemelidir. Pahlı bölümlerin üzerlerinde ise siyah üzeri beyaz rumilerin dizili olduğu bir desen vardır.

   Tavanda direklerin taşıdığı orta bölümün dışında kalan bölümler ahşap levhalarla kaplanmış olup üzerleri meyilli çıtalarla farklı geometrik şekillerde ölümlere ayrılıştır. Mihrap önü bölümü diğer bölümlere göre daha fazla işlemelidir. Altıgen ve üçgenlerle şekillenmiş bu bölümde mihrap önünde ongen (Zühre) bir göbek vardır. Göbeğin ortasında on kollu yıldızdan gelişen bir geometrik desende her şeklin içinde kendine özgü dallar üzerinde çiçeklerden oluşan düzenlemeler yer alır. Bu bölümü içinde Jale ve pençlerin alternatif olarak sıralandığı kenar suyu çevreler.

    Kadınlar mahfilinin tavan göbeği yalnızca meyilli çıtalarla çarkıfelek tarzında şekillendirilmiştir.

     Camii ahşap minberinin köşk bölümünün tavanına mihrap önü göbeğinin daha küçüğü işlenmiştir. Ortada sekiz kollu yıldızdan (şems) gelişen geometrik şekiller üç sıra ince en dışta daha kalın meyilli çıtalarla çevrelenmiştir. Geometrik şekillerin içleri diğer göbekteki desenle

aynıdır. Köşelerdeki üçgen bölümler tam köşe noktasında bir penç ve uçlara doğru uzanan dallar üzerindeki lalelerle dolgulanmışlardır.

 

Kalem İşi Bezemelerin Türk-İslam Bezeme Sanatındaki Yeri[5]

    Yapıdaki kalem işlerinin, örge (motif ) ve desenlerinden Sultan IV. (Avcı) Mehmed Han tarafından yaptırılan onarım 1678/9 M. Sırasında yaptırıldıkları anlaşılmaktadır. Orta sahnın orta bölümündeki kabaralı tavan göbeğinin Osmanlı Dönemine ait ilk örnekleri Bursa Muradiye Camii (1425/6) mahfil tavanında ve Sultan Murad Han Türbesi'nin (1451) ahşap saçağında yer alır. Benzer tavan göbekleri, Ankara'da kalem işi bezemeli 17.yüzyıla tarihlenen dini yapılarda örneğin; Hacı Bayram Veli Cami, Zincirli Camii ve Anadolu'daki bazı konakların baş odalarının tavanlarında da uygulanmıştır. Meyilli çıtalarla yapılan tavan düzenlemeleri ise 17 yüzyıl da dini ve sivil mimaride kullanılmış en yaygın bezeme örnekleridir.

      Kabaralı tekne tavan özelliği yansıtan tavan göbeğini çevreleyen kenar suyunda uygulanan içi rumilerle bezeli kartuşlar ile hatayilerin alternative olarak sıralandığı desenin daha görkemlisi Sultan Ahmed Camii(l617) hünkar mahfili tavanında ve Topkapı Sarayı Sultan III. Ahmed Han yemiş odasının tekne tavanındaki kenar suyunda görülmektedir. Bu örnek tavan göbeğinin sarayın nakkaşları tarafından yapılmış olabileceği izlenimini verir. Ayrıca desenin renklendirilmesinde altın (varak) kullanılmış olması da camiye verilen önemi belirtir. Orta bölümün tavanını çevreleyen aralarda kartuşların bulunduğu kenar suyundaki desenin benzeri ise Ankara Hacı Musa Camii harim tavanını çevreleyen kenarsuyu ve Merzifon Narince Köyü Abide Hatun Camii'ndeki kenarsuyu ile benzer özellikler gösterir.

    Meyilli çıtalarla tavan yüzeylerini çeşitli geometrik şekillerde bezeme 17. yüzyıl Osmanlı mimarisinde oldukça yaygın kullanılmıştır. Ulu Camii'ndeki meyilli çıtalarla yapılmış tavan örneklerinin Merzifon ve Ankara 17.yüzyıl tavan örnekleriyle bir üslup birliği sergiler.

    16. yüzyılda Osmanlı bezeme sanatında kullanılan rumiler, pençler, hatayiler ve zengin çiçek çeşitleriyle birlikte 17. yüzyıl buketleri bezemeleri daha da etkileyici kılmıştır.

     Silahtar Ömer Paşa Camii'nin bezemeli ahşap tavanı Hakani Türk (M.926-1220) sanatının Anadolu'da Selçuklu, Beylikler Dönemi eserlerinden sonra 17.yüzyıl Osmanlı Dönemi'ndeki tek etkin yansımasıdır. Bu zarif camii, Selçuklu ve Beylikler Döneminde de Anadolu’da varlığını sürdüren Ön Asya kültürünü Osmanlı Dönemi kültürü ile bütünleştirilerek sunulduğu nadir eserlerden biridir. Dıştan sivri kemerli ahşap revağıyla Osmanlı Dönemi Edirne evlerini de anımsatır.

   Ankara 17. yüzyıl camilerinin ahşap tavanları, Kahramanmaraş Ulu Camii son cemaat yerinin ahşap tavanı ve Narince Köyü Abide Hatun Camii kalem işi bezemeleri ile benzer özellikler taşıması Anadolu'da bir nakkaşhanenin olduğunu ve nakkaşların orada eğitim gördüğünü kanıtlar.

   Bir çiçek bahçesini andıran özellikle de lalelerle bezeli bu zarif işlemeli yapılar Osmanlıların "Lale devri " diye adlandırılan bir döneminin Anadolu'daki temsilcileri olarak da değer kazanırlar.

   Her iki caminin kalem işleri 17. yüzyıl Osmanlı Dönemi mimari bezeme sanatının nadide örneklerini sergilemektedir. Bu özellikleri yapılara tek olma niteliği kazandırırken ne denli önemli eserler olduklarını da belgeler.

    Sivas Valisi ve Sunisa Kadısına padişah tarafından gönderilen hüküm:

Sivas valisine ve Sunisa kadısına hüküm ki,

   Taşâbad ma Karayaka kadısı mevlâna Hüseyin südde-i saadetime mektub gönderüp Sunisa kazasına tâbi' Taşâbad nahiyesinde Fidi nam katyede müteveffa Silâhdar Ömer Paşa bina eylediği câmiin vakfı olmamakla karye-i merkum toprağında hasıl olan â'şâr-ı şer'iyeden mâdâ mimirana hasıl kaydolunan nısıf niyabete ba'delyevm Sivas valileri tarafından müdahele olunmayup cami-i merkumun ta'mir ve termimine vakfolmak üzere mahalli tashih olunmak babında Sivas eyaletine mutasarrıf vezir Abdullah Paşa arzetmeğiu vilâyet-i Rum hasından senede 10866 akça yazusu olan niyabet ve nısıf-ı badehava ve gayrinin mahalline mütevaffa Silâhdar Ömer Paşa'nın karye-i merkumede bina eylediği câmiin ta'mir ve termimine vakfolmak için 1119 senesinde tevkii kalemiyle şerh verildiği, bilfiil defter-emini olan Ebubekir arzetmeğin vech-i meşruh üzere mukaddima verilen emir mucibince Sivas defterhanesinde Sunisa kazasına tâbi' Taşâbad nahiyesinde F'idi nam karyede Silâhdar Ömer Paşa bina eylediği câmiin vakfı olmamakla ta'miri için nahiye-i mezbure ve gayriden 108666 akça yazusu ile Sivas valilerinin hası mülhakatından olan niyabet ve nısfı badehava ve arus ve âdet-i ağnam-ı tımarhayı sıphiyan ve merdan 1119 senesinde Sivas valisi vezir Abdullah Paşa'nın arzı mucibince defterhane-i âmiremde mahalli tevkii kalemeiyle tashih ve taraf-ı vakıftan mahalline şerh verilüp tarafından ve mütesellimler tarafından müdahele olunmamak için yazılmıştır.

Evâhir-i Safer 1126[6]

 

Kaynaklar

Dilaver, Sadi (1968), Bünyan Ulu Camii-Erbaa Akça Köy (Fidi) Silahdar Ömer Paşa Camii, Sanat Tarihi Yıllığı, Cilt 2(1966-1968) İstanbul.

Erdoğan, Muzaffer, Osmanlı Devrinde Anadolu Camilerinde Restorasyon Faaliyetleri, Vakıflar Dergisi VII, İstanbul.

Nemlioğlu, Candan (2012), Tokat'ın Ahşap Kalem İşi Bezemeli İki Ünlü Camii'nin

Türk-İslam Bezeme Sanatındaki Yeri ve Önemi, Tokat Sempozyumu, 1-3 Kasım 2012. Cilt 2.

Oral, M. Zeki, Ahi Ahmet Nahcivani Vakfı, s.61-62.



[1] Tarih Öğretmeni

[2] M Zeki Oral, Ahi Ahmet Nahcivani Vakfı, s.61-62.

[3] Sadi Dilaver, Bünyan Ulu Camii-Erbaa Akça Köy (Fidi) Silahdar Ömer Paşa Camii, Sanat Tarihi Yıllığı, Cilt 2(1966-1968) İstanbul,1968, s.184-200.

[4] Candan NEMLİOGLU, Tokat'ın Ahşap Kalem İşi Bezemeli İki Ünlü Camii'nin

Türk-İslam Bezeme Sanatındaki Yeri ve Önemi, Tokat Sempozyumu, 1-3 Kasım 2012. Cilt 2, s.239-248.

[5] Candan NEMLİOGLU, Tokat'ın Ahşap Kalem İşi Bezemeli İki Ünlü Camii'nin

Türk-İslam Bezeme Sanatındaki Yeri ve Önemi, Tokat Sempozyumu, 1-3 Kasım 2012. Cilt 2, s.239-248.

[6] Muzaffer Erdoğan, Osmanlı Devrinde Anadolu Camilerinde Restorasyon Faaliyetleri, Vakıflar Dergisi VII, İstanbul, s.180.

  
1531 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi51
Bugün Toplam675
Toplam Ziyaret1118917
Saat